10 Aralık 2013 Salı

Balkanlarda Son Durum / Uyanma Zamanı 29/09/2011

Geçtiğimiz birkaç hafta içerisinde ırkçı terör Balkanlarda kol gezmeye başladı. Çek Cumhuriyeti'nde daha önce Macaristan'da yapıldığı gibi suçu önleme bahanesi altında Çingene karşıtı terör grupları oluşturuluyor. Önce Çek Cumhuriyeti ve şimdi de Bulgaristan'da bir trafik kazası bahane edilerek Çingene karşıtı yürüyüşler tertip ediliyor. Bu yürüyüşlerde ırkçı düşüncelerin etkisi altındaki kalabalıklar Çingeneleri sabun yapmaktan bahsedebiliyorlar. İnsanlarımız Balkan coğrafyasının neredeyse her bölgesinde gözü dönmüş ırkçılığın hedefi durumunda!


Irkçı terör ve yandaşları Çingenelere dönük saldırılarında hep suçu bahane ediyorlar. Suçun temel kaynağının yoksulluk olduğu, suç örgütlerinin yoksul insanları maşa gibi kullandığı gerçeği bir tarafta dursun. Esas mesele suçun suçu işleyen bireyi bağladığıdır. Bir kişinin işlediği suçtan ötürü onun ait olduğu halkı suçlayamazsanız. Eğer bir ülkede sağlıklı işleyen bir hukuk sistemi varsa suçun cezasını yargı vermelidir. Yargınin devre dışı kaldığı bir yerde herkes kendi suçlu gördüğünü kendisi yargılar, cezasını kendi verir. Bu tip durumlara iç savaşın hüküm sürdüğü kaotik bölgelerde rastlanabilir.

Bugün Balkanlarda ırkçı terör ve yandaşları kendilerini hem yargıç hem de polis yerine koymuşlardır. Tek tek bireyler tarafından işlenilen suçlar için tüm Çingene halkları düşman ilan edilmekte, hedef tahtasına konulmaktadır. Acı olan bu koşullar altında AB üyesi devletlerin ve AB üst kurumlarının sessizliğidir. Adeta Çingeneleri hedef alan büyük bir katliam planlanmakta adım adım hayata geçirilmekte buna karşılık yetkililerden birkaç kınama dışında doğru dürüst bir açıklama gelmemektedir.

Romanlarıyla, Ashkalileriyle, Mısırlılarıyla, Ustalarıyla, Rudarileriyle; Balkanlarda yaşanan tüm Çingene halkları mevcut durum karşısında dehşete kapılmışlardır. Ne yazık ki uzun yıllardır Balkanlarda boy gösteren Çingeneleri temsil etme iddiasındaki sivil toplum kuruluşları ırkçı terör karşısında utangaç bir sessizlik içerisindedirler. Hatta kimileri ırkçıların argümanlarına çaktırmadan teslim olmakta, kendi toplumlarına doğuştan suçlu muamelesi yapmaktadır. Çingeneleri temsil iddiasındaki kuruluşların bu durumu proje bazlı çalışan sivil toplum sektörünün Çingenelerin gerçek sorunları karşısında yetersiz kaldığının en çıplak göstergesidir. Çingenelerin proje takipçilerine değil gerçek bir birliğe ihtiyacı vardır!
Kardeşlerim! Balkan coğrafyasının en eski sakinlerinden olan Çingene halkları! Bugün sizleri hedefleyen ırkçı terör planlı bir projenin parçasıdır. Birileri sizleri ırkçı terörle yıldırıp evinizden barkınızdan, mahallenizden ayırmak istiyor. Sizleri sınırlarda kurulmuş mülteci kamplarında açlığa mahkum ederek toplumdan soyutlamak ve Çingeneleri tarihten silmek istiyorlar. Irkçı terör ne derece şiddetli olursa olsun, Çingeneler yerlerini yurtlarını bırakmamalı, mahallelerinde dayanışma içerisinde zor koşullara göğüs gererek yaşamlarını devam ettirmelidirler. Aksi halde bizi bekleyen derin bir ızdıraptır. Çingene mahalleleri varsa Çingeneler de vardır, Çingenele mahalleleri yoksa Çingeneleri bekleyen kader kölelikten çok daha acı verici bir tutsaklık olacaktır.

AB üyesi devletlerin saygı değer yöneticileri! Lütfen bize bir açıklama yapın. Ülkelerinizde adalet sistemi çöktü mü? Artık suçluları yargılama işi mahkemelerden alınıp ırkçı teröristlere mi verildi? Mahallelerimize saldıran terör odaklarına gösterilen engin hoşgörünün sebebi nedir? Söyleyin düzen bozuldu mu, adalet çöktü mü. Kanun artık geçerli değil mi? Eğer adalet bittiyse, vatandaşlarınızın can, mal ve namus güvenliği tehdit altındaysa açık ki herkes başının çaresine bakacaktır. Yok eğer kanun hala yürürlükteyse o zaman sizden beklentimiz kanunun gereğini yapmanız ve ırkçı terörün belini kırmanızdır!

Son sözümüz Hitler'in başlattığı korkunç Çingene kıyamını tamamlama hayali kuran ırkçı terör baronlarına. Boşuna heveslenmeyin. Elinizdeki kartların ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Atanız Hitler gibi siz de en acı bir yenilgiyi tadacaksınız.

Çingenelere bir Porraymos (Soykırım) daha yaşatmak mı? Bir daha asla! Ne pahasına olursa olsun. Bir daha asla!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder