Geçtiğimiz
birkaç hafta içerisinde ırkçı terör Balkanlarda kol gezmeye
başladı. Çek Cumhuriyeti'nde daha önce Macaristan'da yapıldığı
gibi suçu önleme bahanesi altında Çingene karşıtı terör
grupları oluşturuluyor. Önce Çek Cumhuriyeti ve şimdi de
Bulgaristan'da bir trafik kazası bahane edilerek Çingene karşıtı
yürüyüşler tertip ediliyor. Bu yürüyüşlerde ırkçı
düşüncelerin etkisi altındaki kalabalıklar Çingeneleri sabun
yapmaktan bahsedebiliyorlar. İnsanlarımız Balkan coğrafyasının
neredeyse her bölgesinde gözü dönmüş ırkçılığın hedefi
durumunda!
Irkçı
terör ve yandaşları Çingenelere dönük saldırılarında hep
suçu bahane ediyorlar. Suçun temel kaynağının yoksulluk olduğu,
suç örgütlerinin yoksul insanları maşa gibi kullandığı
gerçeği bir tarafta dursun. Esas mesele suçun suçu işleyen
bireyi bağladığıdır. Bir kişinin işlediği suçtan ötürü
onun ait olduğu halkı suçlayamazsanız. Eğer bir ülkede sağlıklı
işleyen bir hukuk sistemi varsa suçun cezasını yargı vermelidir.
Yargınin devre dışı kaldığı bir yerde herkes kendi suçlu
gördüğünü kendisi yargılar, cezasını kendi verir. Bu tip
durumlara iç savaşın hüküm sürdüğü kaotik bölgelerde
rastlanabilir.
Bugün
Balkanlarda ırkçı terör ve yandaşları kendilerini hem yargıç
hem de polis yerine koymuşlardır. Tek tek bireyler tarafından
işlenilen suçlar için tüm Çingene halkları düşman ilan
edilmekte, hedef tahtasına konulmaktadır. Acı olan bu koşullar
altında AB üyesi devletlerin ve AB üst kurumlarının
sessizliğidir. Adeta Çingeneleri hedef alan büyük bir katliam
planlanmakta adım adım hayata geçirilmekte buna karşılık
yetkililerden birkaç kınama dışında doğru dürüst bir açıklama
gelmemektedir.
Romanlarıyla,
Ashkalileriyle, Mısırlılarıyla, Ustalarıyla, Rudarileriyle;
Balkanlarda yaşanan tüm Çingene halkları mevcut durum karşısında
dehşete kapılmışlardır. Ne yazık ki uzun yıllardır
Balkanlarda boy gösteren Çingeneleri temsil etme iddiasındaki
sivil toplum kuruluşları ırkçı terör karşısında utangaç bir
sessizlik içerisindedirler. Hatta kimileri ırkçıların
argümanlarına çaktırmadan teslim olmakta, kendi toplumlarına
doğuştan suçlu muamelesi yapmaktadır. Çingeneleri temsil
iddiasındaki kuruluşların bu durumu proje bazlı çalışan sivil
toplum sektörünün Çingenelerin gerçek sorunları karşısında
yetersiz kaldığının en çıplak göstergesidir. Çingenelerin
proje takipçilerine değil gerçek bir birliğe ihtiyacı vardır!
Kardeşlerim!
Balkan coğrafyasının en eski sakinlerinden olan Çingene halkları!
Bugün sizleri hedefleyen ırkçı terör planlı bir projenin
parçasıdır. Birileri sizleri ırkçı terörle yıldırıp
evinizden barkınızdan, mahallenizden ayırmak istiyor. Sizleri
sınırlarda kurulmuş mülteci kamplarında açlığa mahkum ederek
toplumdan soyutlamak ve Çingeneleri tarihten silmek istiyorlar.
Irkçı terör ne derece şiddetli olursa olsun, Çingeneler
yerlerini yurtlarını bırakmamalı, mahallelerinde dayanışma
içerisinde zor koşullara göğüs gererek yaşamlarını devam
ettirmelidirler. Aksi halde bizi bekleyen derin bir ızdıraptır.
Çingene mahalleleri varsa Çingeneler de vardır, Çingenele
mahalleleri yoksa Çingeneleri bekleyen kader kölelikten çok daha
acı verici bir tutsaklık olacaktır.
AB
üyesi devletlerin saygı değer yöneticileri! Lütfen bize bir
açıklama yapın. Ülkelerinizde adalet sistemi çöktü mü? Artık
suçluları yargılama işi mahkemelerden alınıp ırkçı
teröristlere mi verildi? Mahallelerimize saldıran terör odaklarına
gösterilen engin hoşgörünün sebebi nedir? Söyleyin düzen
bozuldu mu, adalet çöktü mü. Kanun artık geçerli değil mi?
Eğer adalet bittiyse, vatandaşlarınızın can, mal ve namus
güvenliği tehdit altındaysa açık ki herkes başının çaresine
bakacaktır. Yok eğer kanun hala yürürlükteyse o zaman sizden
beklentimiz kanunun gereğini yapmanız ve ırkçı terörün belini
kırmanızdır!
Son
sözümüz Hitler'in başlattığı korkunç Çingene kıyamını
tamamlama hayali kuran ırkçı terör baronlarına. Boşuna
heveslenmeyin. Elinizdeki kartların ne olduğunu çok iyi biliyoruz.
Atanız Hitler gibi siz de en acı bir yenilgiyi tadacaksınız.
Çingenelere
bir Porraymos (Soykırım) daha yaşatmak mı? Bir daha asla! Ne
pahasına olursa olsun. Bir daha asla!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder