Romanlar
Balkanlar'da yaşayan kavimlerin en büyüklerindendir. Hindistan'dan
Batıya doğru göç eden Hindistan Çingenelerinin, Anadolu ve
Balkan Çingeneleri ile kaynaşmaları sonucu Roman kavmi ortaya
çıkmıştır. Roman kavminin ortaya çıkmasından sonra yaklaşık
1000 yıllık bir zaman süresince Romanlar çeşitli
imparatorlukların egemenlikleri altında yaşamışlardır. Bizans,
Osmanlı ve çeşitli Balkan imparatorlukları, Romanların sınırları
içerisinde yaşadıkları eski devletlerin en bilinenleri arasında
gelmektedir.
1800'lü
yıllardan itibaren yeni devletler kurulmaya ve ülkelerin sınırları
değişmeye başlamıştır. Son olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun
dağılmasıyla yeni Balkan devletleri kurulmuş ve 20. yy başlarında
Osmanlı İmparatorluğu yerini Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakmıştır.
Bu gelişmeler sonrasında Romanlar Türkiye Cumhuriyeti ve
Balkanlarda kurulan diğer modern devletlerin vatandaşları
olmuşlardır.
***
Türkiye
Cumhuriyeti anayasası Lozan'da kabul edilen dini azınlıklar
dışında hangi kökenden gelirse gelsin Türkiye Cumhuriyeti
sınırları içinde yaşayan herkesin Türk vatandaşları olarak
aynı haklara ve sorumluluklara sahip olduklarını ifade etmektedir.
Buna göre etnik kökenine bakılmaksızın her vatandaşın vatandaş
olmaktan kaynaklanan görevleri olduğu gibi yine vatandaş olmaktan
kaynaklanan sorumlulukları da bulunmaktadır.
Diğer
etnik kökenlere mensup bireyler gibi Romanlar da Türk
vatandaşıdırlar. Türk vatandaşları olarak anayasa ve yasalarda
belirtilen sorumluluklarını yerine getirirler. Bununla birlikte
anayasal düzeyde tanınmış tüm haklardan diğer etnik kökenlerden
gelen vatandaşlarla eşit düzeyde yararlanabilirler.
***
Roman
toplumuna mensup bireylerin, toplumun diğer kesimlerinin Romanları
yanlış tanımasından kaynaklanan kimi sorunları bulunmaktadır.
Büyük bölümü ekonomik temelli olan bu sorunların temelinde
önyargılar vardır. Roman kültürü hakkında toplumda yaygın
olan önyargılar pek çok Romanın hayat boyu karşısına
çıkmaktadır.
Romanların
yaşadığı sorunların çözümü hiç şüphesiz ki öncelikle
Roman toplumunun temel vatandaşlık hakları konusunda bilgi sahibi
olması ve birlikte yaşadıkları diğer toplum kesimlerini
önyargılar hakkında aydınlatmaları ile mümkün olacaktır. Tüm
diğer vatandaşlar gibi Türk vatandaşı Romanlar için de en büyük
güvence sahip oldukları vatandaşlık haklarıdır. Vatandaşlık
hakları dışında, sadece bir kesime tanınacak özel haklar
Romanların sorunlarının çözümüne hiçbir katkı sağlamayacağı
gibi sorunların daha da büyümesine neden olacaktır. Sorunların
temelinde Romanlarla diğer yurttaşlar arasındaki yabancılık ve
önyargılar varken bu yabancılığı daha da arttıracak özel
hakların arayışı içerisinde olmak sorunların kangren hale
gelmesine neden olacaktır. Bu gerçeğin bilincinde olarak Türk
vatandaşı Romanların yapması gereken temel vatandaşlık
haklarına sıkı sıkıya sarılmak olmalıdır.
Romanlar
kendileri için daha güzel bir geleceği ancak birlikte yaşadıkları
ülkelerle daha fazla bütünleşerek kurabilirler. Roman kültürünü
hedef alan önyargılar aşılıp yurttaşların birbirlerini daha
iyi tanıması mümkün oldukça Roman toplumuna mensup bireylerin
içinde yaşadıkları ülkelerde bugün olduğundan çok daha iyi
noktalara ulaşabilmeleri mümkün olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder