Geçtiğimiz
hafta Çingene Evrensel Milletini oluşturan kavimlerin temel ortak
noktası olan göçebe zanaatçılığın nasıl ortaya çıktığını
tartıştık. Verdiğimiz örneklerle geçimleri avcılık ve bitki
toplayıcılığına dayanan tabiat insanlarının, yaşadıkları
cennet misali bölgelere ve bu bölgelerdeki doğal kaynaklara
başkaları tarafından el konulması sonucunda avcılık ve bitki
toplayıcılığı ile geçinemez hale geldiklerini gösterdik. Bu
koşullarda hayatta kalmak için tabiat insanlarının tek seçeneği;
yerleşik tarımcı ve sürü sahibi göçebelere çeşitli zanaat ve
hizmetleri sunma karşılığında gıda maddelerini onlardan temin
etmekti. Sonuç itibarı ile atalarımız isteyerek değil, aksine
şartların zorlaması altında göçebe zanaatçı yaşam biçimini
benimsediler. Bu zorlanma geçmişten bugüne yaşadığımız tüm
acıların, yoklukların ve yoksullukların temelini oluşturmaktır.
***
Göçebe
zanaatçılığı benimseyerek Çingene Evrensel Milletine katılmaya
zorlananlar sadece tabiat insanları olmamıştır. Başlangıçta
yerleşik tarımcılık ve sürü sahibi göçebelikle geçinen kimi
Gaco kavimleri yaşadıkları büyük felaketlerin neticesinde göçebe
zanaatçılığı benimseyerek Çingene Evrensel Milletine
katılmışlardır.
Pek
çok Gaco kavmi için toprak ve sürü sahipliği sadece bir geçim
kaynağı değil aynı zamanda mevki göstergesidir. Her Gaco
kavminin daha fazla toprak ve hayvan sürüsüne sahip olan bireyleri
o toplumlarda hürmet edilen, sözünün ağırlığı olan
insanlarıdır. Kavimler arası ilişkilerde de daha fazla sürü
sahibi olan kavimler güçlü ve yönetici konumda bulunurlar. Buna
karşılık küçük sürüleri ve az toprakları olan Gaco kavimleri
diğerlerinden daha az saygı görürler.
Gaco
kavimleri toprak ve hayvan sahipliğinin, gücün ve prestijin en
önemli göstergesi olduğunu bildikleri için bütün imkanları ile
sahip oldukları hayvan sürülerini ve topraklarını korumaya
çalışırlar. Bu uğurda savaşmaktan, kan dökmekten asla
çekinmezler. Buna rağmen kavimler arası savaşlar ve kimi zaman da
doğal felaketler nedeniyle kimi Gaco kavimleri sahip oldukları
kaynakları yitirebilirler. Büyük bir istila sonucu topraklarını,
büyük bir savaş sonucu hayvan sürülerini kaybedebilirler.
Hayvanlarını
ve topraklarını kaybeden Gaco kavimlerinin önünde iki seçenek
vardır. Ya kendileri üzerinde hakimiyet kuran Gaco kavminin
boyunduruğuna girerek onun hayvanları için çobanlık yapacak,
topraklarını süreceklerdir ya da göçebe zanaatçılığı
benimseyerek Çingene Evrensel Milletine katılacaklardır. Her ne
kadar kendilerini yenen kavmin hayvanlarına bakmak yeterince onur
kırıcı olsa da, bir zamanlar sürü sahibi olan bir Gaco kavminin
Çingene Usulü Geçim Yollarını benimsemesi de aynı ölçüde
zordur. Herhangi bir Gaco kavminin bu statüyü kabul edebilmesi için
koşullar tarafından tam anlamıyla bu tercihe zorlanmış olması
gerekir.
Tarihin
çeşitli dönemlerinde Çingene Evrensel Milletine katılan Gacolara
dair yazılı kaynaklara ulaşmak çok nadir rastlanılabilen bir
durumdur. Zira genellikle savaşların kazanan tarafları tarafından
yazılan tarih, kaybedenlerin dramları ile fazla ilgilenmez. Çingene
Evrensel Milletine katılan Gacoların izlerine daha ziyade sözlü
kaynaklarda ve dilden dile aktarılan efsanelerde rastlayabiliriz.
Konuyu fazla uzatmamak için burada birkaç örneği aktarmakla
yetineceğiz.
Türkiye'nin
güney doğusunda Mıtrip olan adlandırılan Çingene gruplarının
bir bölümü aslında eskinin tarımcı ve sürü sahibi
Gacolarıdır. Buna karşılık zamanla topraklarını ve
hayvanlarını kaybeden bu Gaco grupları ya köklü Çingene
gruplarına (Domlar, Gewendeler) katılarak ya da kendi bağımsız
gruplarını teşkil ederek göçebe zanaatçılığa başlamışlar,
Çingene Usulü Geçim Yollarını benimsemişlerdir.
15.
ve 16. yy'ın İngiltere'sinde topraklarından koparılmış çok
geniş bir köylü grubunun varlığı çeşitli kaynaklarda ifade
edilen bir gerçektir. Bazı antropologlara göre bu grubun önemli
bir bölümü daha sonra kentlerin ücretli çalışanları haline
gelmişlerdir. Bazıları ise bölgede yaşayan Çingene gruplarına
katılarak ya da kendi gruplarını oluşturarak göçebe
zanaatçılığa başlamışlardır. Bugün bütün ayrıntılarına
hakim olamasak da bu dönemde yaşananlar kaynaklarından koparılan
Gaco gruplarının Çingene Evrensel Milletine katılışının en
parlak örnekleri olarak kabul edilebilir.
Güney
Etiyopya'da yaşayan Waata Çingenelerine karşı bölgede yaşayan
Gaco gruplarında büyük bir önyargı hakimdir. Bu nedenle
Çingenelerle Gaco grupları arasında evliliklere bölgede çok
nadir rastlanmaktadır. Buna karşılık bölgedeki önemli Gaco
gruplarından olan Sakute deveci Gacoları 1960 yılındaki Shifta
savaşında hayvanlarının önemli bir bölümünü yitirdikten
sonra Waata Çingeneleri ile sıklıkla evlilikler ilişkileri
kurmaya başlamışlardır. Bir manada Sakute devecileri hayvanları
ile birlikte onları Gaco Evrensel Milletine bağlayan sosyal
bağlarını da yitirmişler ve Çingene Evrensel Milletine dahil
olma sürecini yaşamaya başlamışlardır.
***
Çingene
Evrensel Milletini oluşturan kavimler çeşitli sosyal kaynaklardan
gelmektedirler. Bir tarafta esas büyük kitleyi yaşadıkları
cennet misali bölgelere ve kaynaklarına el konulduğu için avcılık
ve yiyecek toplayıcılığı yapamayan tabiat insanları
oluşturmaktadır. Diğer tarafta ise çeşitli nedenlerle hayvan
sürülerini ve tarım arazilerini yitirdikleri için göçebe
zanaatçılığa başlayarak Çingene Evrensel Milletine dahil olan
Gaco kavimleri bulunmaktadır.
Her
halükarda Çingene Evrensel Milletine dahil olan kavimler göçebe
zanaatçı yaşam tarzını büyük bir zorlamanın sonucunda şeçmek
zorunda kalmışlardır. Ne açlık, ne yoksulluk ne de hakir görülme
Çingenelerin kendi tercihi değildir. Son derece zor koşullarda
hayatta kalabilmek için atalarımız Çingene Usulü Geçim
Yollarını geliştirmişlerdir. Hal böyleyken yaşadığımız tüm
o büyük acıların sorumluluğunu bizim üzerimize yıkmaya çalışan
sözde bilimsel görüşlerin aslında hiç de iyi niyetli olmadığı,
bilim adına bizim acılarımızı daha da arttırmaya çalıştıkları
açıkça anlaşılmaktadır.
Şu
noktada tüm okurlarımızın aklına gelen ilk soruyu gayet iyi
biliyorum. Çingeneler başlangıçta göçebe zanaatçı bir yaşam
biçimini seçmeye zorlanmış olabilirler. Peki neden binlerce yıl
boyunca tarım ve hayvancılık yaparak kendi gıdalarını üretmeyi
denemediler? Neden dolayı ekmek için Gacolara el açmak da ısrar
ettiler? Neydi bunun nedeni? Atalarımız çok mu tembeldiler yoksa
şartları zorlamaya cesaretleri mi yoktu?
İşte
tum soruların yanıtlarını önümüzdeki hafta vermeye
çalışacağız. Okuyucularımızdan biraz daha sabırlı olmalarını
rica ediyoruz. Bu yazı dizisi tamamlandığında "Çingeneler
Neden Asimile Olmazlar?" sorusunun yanında hayatımız boyunca
yüzleşmek zorunda kaldığımız, yüreğimizi yakan pek çok başka
sorunun da yanıtını bulabileceksiniz.
Hepinize
şen bir hafta diliyorum. Neşeniz bol, keyfiniz gıcır olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder