10 Aralık 2013 Salı

Çingeneler Neden Asimile Olmazlar?(5) 19/12/2010

Soru 3: "Çingene kavimleri sanayinin yaygınlaşması ile birlikte geleneksel mesleklerini kaybettikten sonra büyük bir kriz yaşamaya başladılar. Bu dönemde insanlarımız hayatta kalmak için başkaları tarafından tercih edilmeyen, düşük gelirli, güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kaldılar. Zaman içerisinde bu meslekler eskiden olduğundan daha fazla gelir getirmeye başladığında Çingene olmayanlar mesleklere güçlü bir biçimde girerek Çingenelerle rekabet etmeye başladılar mı? Normal koşullarda barışçı bir biçimde yürütülen bu rekabet zamanla Çingeneleri şiddet kullanarak bu mesleklerden dışlamaya dönüştü mü? Bu koşullar altında Çingeneler yeniden en az gelir getiren işleri yapmak zorunda mı kaldılar?"


Sanayinin henüz yaygınlaşmadığı dönemlerde insanlığın büyük çoğunluğu geçimini tarım ve hayvancılıkla temin ediyordu. Bu dönemde atalarımız da her buldukları fırsatta tarım ve hayvancılık yapmaya çalışmışlarsa da çeşitli engellemelerle ve hatta kimi zaman fiili yasaklamalarla karşı karşıya kalmışlardı. Atalarımız adeta geçimlerini Çingene Usulü Geçim Yolları üzerinden temin etmeye mahkum edilmişlerdi. İhtiyaç duydukları temel gıda maddelerini çeşitli zanaat ve hizmetleri sundukları Gaco kavimlerinden alıyorlardı. Yaptıkları zanaat ve hizmetler son derece önemli olmasına rağmen son derece haksız ve ağır ithamlarla, iftiralarla yüzleşmek zorunda kalıyorlar; neredeyse yaşadıkları her bölgede adaletsizliklerle karşı karşıya kalıyorlardı.

Sanayi ile birlikte Çingene kavimlerinin durumları daha da kötüleşti. Sanayi, daha öncesinde bizler tarafından yapılan ve atalarımızın geçimlerini temin ettiği pek çok zanaatı gereksiz hale getirdi. Fabrika ürünü metal eşyalarla, sepetlerle, kalaycılığı gereksiz hale getiren mutfak ürünleriyle birlikte atalarımızın el emeği göz nuru zanaatları gözden düşmeye başladı. Geçmişte bizim tarafımızdan yapılan dişçilik, halk hekimliği, şifacılık (psikolojik tedavi), ilaç yapma gibi hizmetlerin modern kurumlar tarafından üstlenilmesi ise atalarımızın tüm geleneksel geçim yollarından yoksun kalmalarına neden oldu.

Sanayi sadece bizlerin değil tarım ve hayvancılıkla uğraşan Gaco kavimlerinin de hayatını değiştirdi. Tarım ve hayvancılık modern tekniklerle yapılmaya başlandığında bu alanda çalışan nüfusun büyük bölümü kentlere yerleşmeye başladı. Geçmişte büyük hayvan sürüleri, geniş toprakları olanlar kentlerdeki hayatlarına daha avantajlı başladılar. Topraklarının ya da hayvanlarının bir bölümünü satarak sermaye yaptılar. Çeşitli sektörlerde çalışan küçük işletmeler kurdular. Geçimlerini esnaflık ve girişimcilikle temin ettiler. Daha az toprakları veya hayvan sürüleri olanlarsa genellikle başkalarının yanında ücretli olarak çalışmaya başladılar.

Sanayi sonrası dönemde köyleriyle olan bağlarını tümüyle koparmayan Gaco kavimlerinin mensupları için köyden gelen erzak yardımı önemli bir destekti. Köylerindeki varlıklarını satanların ise kendilerini bir süre için kentlerde idare edecek iyi kötü bir sermayeleri vardı. Atalarımız ise binlerce yıl boyunca gösterdikleri bütün çabalarına rağmen bu kaynaklara sahip olmaları engellendiği için kentlere hemen hemen sıfır sermaye ile geldiler. Son derece zor koşullarda ve kıt kaynaklarla çalışmaya başladılar.

Geleneksel mesleklerini kaybeden Çingene kavimleri ya başkalarının tercih etmediği, düşük gelirli ve insan sağlığı için tehlike arz eden işlerde ücretli olarak ya da herhangi bir güvencesi ve sabit geliri olmayan, çoğunlukla düşük gelirli işlerde kendi hesaplarına çalışmaya başladılar. Bu işlerin toplumdaki saygınlığı çok düşüktü. Farklı toplum kesimleri bu meslekleri tercih etmiyorlardı. İlginç bir biçimde atalarımız ancak Gaco kavimleri tarafından tercih edilmeyen mesleklerde çalışma imkanı bulabiliyorlardı.

***

Geleneksel mesleklerin kaybı sonrasında Çingenelerin yeni geçim yolları bulmasına ilişkin dünyanın farklı coğrafyalarından sayısız örnek vermek mümkündür. Burada az sayıdaki birkaç örnekle konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmak istiyoruz.

Asıl meslekleri olan kalaycılığın ortadan kalması ile beraber İrlanda'nın Pavee Çingeneleri hurdacılığa ve işportacılığa başladılar. Paveeler aynı zamanda yolların asfaltlanmasında çalıştılar. Kağıt, demir ve bakır toplayarak geri dönüşüm sürecine katkıda bulundular. Asıl meslekleri kalaycılık olan İspanya'nın Quinquis Çingeneleri mesleklerini kaybettikten sonra çeşitli giysi ve tuhafiye ürünlerinin satışına başladılar. Asıl meslekleri nalbantlık ve bıçak bileyciliği olan Hollanda ve Belçika'nın Reiziger Çingeneleri mesleklerinin yok oluşu ile birlikte ucuz giysi ticareti ve ikinci el araba alım satım işleri ile ilgilenmeye yöneldiler.
Balkanların farklı bölgelerinde yaşamlarını sürdüren Rudari Çingenelerinin geleneksel meslekleri olan tahtadan çeşitli ev eşyaları üretme zanaatı büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Bunun üzerine Rudariler geçimlerini tarım işçiliği, halı ticareti, mevsimlik işçilik ve kısmen fabrika işçiliği ile karşılamaya başlamışlardır. Afrika'daki Çingene gruplarından M'allaeminlerin en yoksulları geleneksel mesleklerini yitirdikten sonra evlere temizliğe gitmeye, liman işçiliğine ve tarım işçiliğine başlamışlardır. Yine Afrikalı bir Çingene grubu olan Nyamakalawlar geleneksel meslekleri olan demirciliğin etkisini kaybetmesiyle tarım işçisi olarak çalışmaya başlamışlardır.

Türkiye'nin batı bölgelerindeki Roman Çingeneleri arasında ayı oynatıcılığı ve kalaycılıkla geçinenler mesleklerinin ortadan kalkması sonrasında kağıt ve hurda toplayıcılığı ile geçimlerini temin etmeye başlamışlardır. Türkiye'nin büyükşehirlerinde yaşayan bazı eski sepetçiler mesleklerinin yitimi ile birlikte seyyar çiçek satışına başlamışlar ve adeta yeni bir sektörün ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Türkiye'nin Trakya bölgesindeki fabrikaların bazıları mevsimlik olarak üretim yapmakta ve işçilerine sürekli maaş veremedikleri için Roman Çingenelerini çalıştırmaktadırlar. Özellikle Doğu ve Orta Karadeniz'de yoğun bir nüfusu sahip olan Lom, Elekçi ya da Poşa grupları ise elekçilik ve kalaycılık gibi geleneksel mesleklerin yokoluşu ile beraber geçimlerini bohçacılık yaparak temin etmeye başlamışlardır.

***

Herhangi bir alanda Çingenelerin çalışabilmesi o alanda çalışmayı talep eden Gaco kavimlerinin sayısının az olması ile mümkün olabilmektedir. Örneğin 1960'lara kadar Türkiye'de ham tütünün yarı-işlenmiş tütüne dönüştürüldüğü fabrikalarda neredeyse sadece çeşitli gruplardan gelen Çingeneler çalışmış, tütüncülük adeta Çingenelerle özdeşleşen bir iş kolu olmuştur. Buna karşılık 1950 sonra büyük şehirlere kırsal bölgelerden Çingene olmayanların kitlesel bir biçimde yerleşmeye başlamaları ve tütün işinin teknolojik gelişmelerle birlikte daha kolay bir meslek halini almasıyla beraber bu alanda çalışan Çingenelerin oranı hızla düşmeye başlamıştır. Tütün sektöründe çalışma imkanını kaybeden Çingeneler ayakkabı boyacılığı, müzisyenlik, kunduracılık, işportacılık gibi işlerde çalışmayı denemişlerdir.

Özellikle kriz dönemlerinde, Gaco kavimlerine mensup bireylerin tercih etmediği işler dahi popüler hale gelebilmektedir. Bu durumda daha önce Çingenelerin çalıştığı mesleklerde ciddi bir rekabet ortaya çıkmakta; nüfus ve sermaye gücünü kullanan Gaco grupları Çingeneleri bu mesleklerden dışlayabilmektedir. Türkiye'nin Samsun ilinde ev temizliği büyük ölçüde Çingenelerin yaptığı bir işken 5-6 yıl içerisinde köylerde geçim imkanlarının daralmasıyla bu işlerde çalışmak isteyenlerin artışı Çingenelerin ev temizliği alanındaki konumunu sarsmaya başlamıştır. Aynı bölgede geçmişte ayakkabı boyacılığı büyük ölçüde Çingeneler tarafından yapılmaktayken gün geçtikçe Gaco kavimlerinden gelen bireyler de bu mesleği tercih etmek başlamakta ve bu durum Çingenelerin alandaki geçim imkanlarını daraltmaktadır. Son yıllarda geçmişte neredeyse tamamen Çingenelere özgü bir iş olan çiçekçiliğin de başka kökenlerden gelen bireyler tarafından yapılmaya başlanması da özellikle işaret edilmesi gereken bir durumdur.

Çingeneler tarafından yapılan meslekler genellikle en az gelir getiren ve en meşakkatli işlerdir. Kimi zaman kardeşlerimiz büyük bir çaba ve azimle bu işlerde küçük çaplı da olsa bir sermaye biriktirmeyi başarabilirler. Ne yazık ki Çingeneler tarafından yapılan herhangi bir iş, başkaları tarafından gelir getirici ve avantajlı alanlar olarak algılanmaya başlandığında, farklı kökenlere mensup bireyler de bu meslekleri tercih etmeye başlamaktadırlar... Daha da önemlisi Gaco kavimlerine mensup bireyler nüfuslarının kalabalıklığını, daha organize olmalarını ve çeşitli bağlantıları kullanarak Çingeneleri bu geçim alanlarından neredeyse tümüyle dışlamayı başarabilmektedirler. Özellikle işportacılık alanında gördüğümüz gibi farklı kökenlerden gelen grupların mesleğe girişi ile birlikte Çingeneler için bu alanda çalışmak yeniden zorlaşmaktadır. Bu şartlar altında kardeşlerimiz geçinebilmek için farklı kökenlerden gelen insanların tercih etmediği, düşük gelirli mesleklerin arayışına girişmekte; kentte tutunma çabasına her seferinde sıfırdan başlamaktadırlar.

***

Son birkaç haftada tarihi ve güncel boyutlarıyla ortaya koyduğumuz ekonomik koşullar Çingene kavimlerini yoksulluk şartlarına mahkum etmektedir. Bu koşullar altında Çingenelerin büyük çoğunluğunun birlikte yaşadıkları toplumlara sağlıklı bir biçimde entegrasyonu mümkün olmadığı gibi şansın ve bireysel çabalarının yardımıyla kısmen topluma entegre olmayı başaranların önemli bir bölümü de çeşitli şartların etkisiyle yoksulluk kapanına yeniden yakalanabilmektedir. Bu şartlar altında entegrasyon veya toplumla sağlıklı bir biçimde bütünleşme imkansızdır. Toplumumuzun büyük çoğunluğunun birlikte yaşadığı komşuları ile daha sağlıklı ilişkiler kurmalarının önündeki en büyük engel yoksulluktur. Yoksulluksa haftalardır açıklamaya çalıştığımız şartların bir sonucudur.

Ne yazık ki Çingene kavimlerinin dışarı itilmesi sadece ekonomik alanda karşılaştığımız bir hadise değildir. Önümüzdeki hafta yayınlacağımız ve bu serinin sonu olacak olan yazımızda Çingene kavimlerinin farklı ülkelerde nasıl toplumun genelinden uzak alanlarda yaşamaya zorlandığını, tarihten ve günümüzden örneklerle ortaya koyacağız. Gözden ırak olanı gönülden de ırak yapan şartların sonucunda atalarımızdan miras aldığımız derin yanlızlığı tartışacağız gelecek hafta.
***
Hepinize şen bir hafta diliyorum. Neşeniz bol, keyfiniz gıcır olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder