Soru
3: "Çingene kavimleri sanayinin yaygınlaşması ile birlikte
geleneksel mesleklerini kaybettikten sonra büyük bir kriz yaşamaya
başladılar. Bu dönemde insanlarımız hayatta kalmak için
başkaları tarafından tercih edilmeyen, düşük gelirli,
güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kaldılar. Zaman içerisinde
bu meslekler eskiden olduğundan daha fazla gelir getirmeye
başladığında Çingene olmayanlar mesleklere güçlü bir biçimde
girerek Çingenelerle rekabet etmeye başladılar mı? Normal
koşullarda barışçı bir biçimde yürütülen bu rekabet zamanla
Çingeneleri şiddet kullanarak bu mesleklerden dışlamaya dönüştü
mü? Bu koşullar altında Çingeneler yeniden en az gelir getiren
işleri yapmak zorunda mı kaldılar?"
Sanayinin
henüz yaygınlaşmadığı dönemlerde insanlığın büyük
çoğunluğu geçimini tarım ve hayvancılıkla temin ediyordu. Bu
dönemde atalarımız da her buldukları fırsatta tarım ve
hayvancılık yapmaya çalışmışlarsa da çeşitli engellemelerle
ve hatta kimi zaman fiili yasaklamalarla karşı karşıya
kalmışlardı. Atalarımız adeta geçimlerini Çingene Usulü Geçim
Yolları üzerinden temin etmeye mahkum edilmişlerdi. İhtiyaç
duydukları temel gıda maddelerini çeşitli zanaat ve hizmetleri
sundukları Gaco kavimlerinden alıyorlardı. Yaptıkları zanaat ve
hizmetler son derece önemli olmasına rağmen son derece haksız ve
ağır ithamlarla, iftiralarla yüzleşmek zorunda kalıyorlar;
neredeyse yaşadıkları her bölgede adaletsizliklerle karşı
karşıya kalıyorlardı.
Sanayi
ile birlikte Çingene kavimlerinin durumları daha da kötüleşti.
Sanayi, daha öncesinde bizler tarafından yapılan ve atalarımızın
geçimlerini temin ettiği pek çok zanaatı gereksiz hale getirdi.
Fabrika ürünü metal eşyalarla, sepetlerle, kalaycılığı
gereksiz hale getiren mutfak ürünleriyle birlikte atalarımızın
el emeği göz nuru zanaatları gözden düşmeye başladı. Geçmişte
bizim tarafımızdan yapılan dişçilik, halk hekimliği, şifacılık
(psikolojik tedavi), ilaç yapma gibi hizmetlerin modern kurumlar
tarafından üstlenilmesi ise atalarımızın tüm geleneksel geçim
yollarından yoksun kalmalarına neden oldu.
Sanayi
sadece bizlerin değil tarım ve hayvancılıkla uğraşan Gaco
kavimlerinin de hayatını değiştirdi. Tarım ve hayvancılık
modern tekniklerle yapılmaya başlandığında bu alanda çalışan
nüfusun büyük bölümü kentlere yerleşmeye başladı. Geçmişte
büyük hayvan sürüleri, geniş toprakları olanlar kentlerdeki
hayatlarına daha avantajlı başladılar. Topraklarının ya da
hayvanlarının bir bölümünü satarak sermaye yaptılar. Çeşitli
sektörlerde çalışan küçük işletmeler kurdular. Geçimlerini
esnaflık ve girişimcilikle temin ettiler. Daha az toprakları veya
hayvan sürüleri olanlarsa genellikle başkalarının yanında
ücretli olarak çalışmaya başladılar.
Sanayi
sonrası dönemde köyleriyle olan bağlarını tümüyle koparmayan
Gaco kavimlerinin mensupları için köyden gelen erzak yardımı
önemli bir destekti. Köylerindeki varlıklarını satanların ise
kendilerini bir süre için kentlerde idare edecek iyi kötü bir
sermayeleri vardı. Atalarımız ise binlerce yıl boyunca
gösterdikleri bütün çabalarına rağmen bu kaynaklara sahip
olmaları engellendiği için kentlere hemen hemen sıfır sermaye
ile geldiler. Son derece zor koşullarda ve kıt kaynaklarla
çalışmaya başladılar.
Geleneksel
mesleklerini kaybeden Çingene kavimleri ya başkalarının tercih
etmediği, düşük gelirli ve insan sağlığı için tehlike arz
eden işlerde ücretli olarak ya da herhangi bir güvencesi ve sabit
geliri olmayan, çoğunlukla düşük gelirli işlerde kendi
hesaplarına çalışmaya başladılar. Bu işlerin toplumdaki
saygınlığı çok düşüktü. Farklı toplum kesimleri bu
meslekleri tercih etmiyorlardı. İlginç bir biçimde atalarımız
ancak Gaco kavimleri tarafından tercih edilmeyen mesleklerde çalışma
imkanı bulabiliyorlardı.
***
Geleneksel
mesleklerin kaybı sonrasında Çingenelerin yeni geçim yolları
bulmasına ilişkin dünyanın farklı coğrafyalarından sayısız
örnek vermek mümkündür. Burada az sayıdaki birkaç örnekle
konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmak istiyoruz.
Asıl
meslekleri olan kalaycılığın ortadan kalması ile beraber
İrlanda'nın Pavee Çingeneleri hurdacılığa ve işportacılığa
başladılar. Paveeler aynı zamanda yolların asfaltlanmasında
çalıştılar. Kağıt, demir ve bakır toplayarak geri dönüşüm
sürecine katkıda bulundular. Asıl meslekleri kalaycılık olan
İspanya'nın Quinquis Çingeneleri mesleklerini kaybettikten sonra
çeşitli giysi ve tuhafiye ürünlerinin satışına başladılar.
Asıl meslekleri nalbantlık ve bıçak bileyciliği olan Hollanda ve
Belçika'nın Reiziger Çingeneleri mesleklerinin yok oluşu ile
birlikte ucuz giysi ticareti ve ikinci el araba alım satım işleri
ile ilgilenmeye yöneldiler.
Balkanların
farklı bölgelerinde yaşamlarını sürdüren Rudari Çingenelerinin
geleneksel meslekleri olan tahtadan çeşitli ev eşyaları üretme
zanaatı büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Bunun üzerine
Rudariler geçimlerini tarım işçiliği, halı ticareti, mevsimlik
işçilik ve kısmen fabrika işçiliği ile karşılamaya
başlamışlardır. Afrika'daki Çingene gruplarından
M'allaeminlerin en yoksulları geleneksel mesleklerini yitirdikten
sonra evlere temizliğe gitmeye, liman işçiliğine ve tarım
işçiliğine başlamışlardır. Yine Afrikalı bir Çingene grubu
olan Nyamakalawlar geleneksel meslekleri olan demirciliğin etkisini
kaybetmesiyle tarım işçisi olarak çalışmaya başlamışlardır.
Türkiye'nin
batı bölgelerindeki Roman Çingeneleri arasında ayı oynatıcılığı
ve kalaycılıkla geçinenler mesleklerinin ortadan kalkması
sonrasında kağıt ve hurda toplayıcılığı ile geçimlerini
temin etmeye başlamışlardır. Türkiye'nin büyükşehirlerinde
yaşayan bazı eski sepetçiler mesleklerinin yitimi ile birlikte
seyyar çiçek satışına başlamışlar ve adeta yeni bir sektörün
ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Türkiye'nin Trakya
bölgesindeki fabrikaların bazıları mevsimlik olarak üretim
yapmakta ve işçilerine sürekli maaş veremedikleri için Roman
Çingenelerini çalıştırmaktadırlar. Özellikle Doğu ve Orta
Karadeniz'de yoğun bir nüfusu sahip olan Lom, Elekçi ya da Poşa
grupları ise elekçilik ve kalaycılık gibi geleneksel mesleklerin
yokoluşu ile beraber geçimlerini bohçacılık yaparak temin etmeye
başlamışlardır.
***
Herhangi
bir alanda Çingenelerin çalışabilmesi o alanda çalışmayı
talep eden Gaco kavimlerinin sayısının az olması ile mümkün
olabilmektedir. Örneğin 1960'lara kadar Türkiye'de ham tütünün
yarı-işlenmiş tütüne dönüştürüldüğü fabrikalarda
neredeyse sadece çeşitli gruplardan gelen Çingeneler çalışmış,
tütüncülük adeta Çingenelerle özdeşleşen bir iş kolu
olmuştur. Buna karşılık 1950 sonra büyük şehirlere kırsal
bölgelerden Çingene olmayanların kitlesel bir biçimde yerleşmeye
başlamaları ve tütün işinin teknolojik gelişmelerle birlikte
daha kolay bir meslek halini almasıyla beraber bu alanda çalışan
Çingenelerin oranı hızla düşmeye başlamıştır. Tütün
sektöründe çalışma imkanını kaybeden Çingeneler ayakkabı
boyacılığı, müzisyenlik, kunduracılık, işportacılık gibi
işlerde çalışmayı denemişlerdir.
Özellikle
kriz dönemlerinde, Gaco kavimlerine mensup bireylerin tercih
etmediği işler dahi popüler hale gelebilmektedir. Bu durumda daha
önce Çingenelerin çalıştığı mesleklerde ciddi bir rekabet
ortaya çıkmakta; nüfus ve sermaye gücünü kullanan Gaco grupları
Çingeneleri bu mesleklerden dışlayabilmektedir. Türkiye'nin
Samsun ilinde ev temizliği büyük ölçüde Çingenelerin yaptığı
bir işken 5-6 yıl içerisinde köylerde geçim imkanlarının
daralmasıyla bu işlerde çalışmak isteyenlerin artışı
Çingenelerin ev temizliği alanındaki konumunu sarsmaya
başlamıştır. Aynı bölgede geçmişte ayakkabı boyacılığı
büyük ölçüde Çingeneler tarafından yapılmaktayken gün
geçtikçe Gaco kavimlerinden gelen bireyler de bu mesleği tercih
etmek başlamakta ve bu durum Çingenelerin alandaki geçim
imkanlarını daraltmaktadır. Son yıllarda geçmişte neredeyse
tamamen Çingenelere özgü bir iş olan çiçekçiliğin de başka
kökenlerden gelen bireyler tarafından yapılmaya başlanması da
özellikle işaret edilmesi gereken bir durumdur.
Çingeneler
tarafından yapılan meslekler genellikle en az gelir getiren ve en
meşakkatli işlerdir. Kimi zaman kardeşlerimiz büyük bir çaba ve
azimle bu işlerde küçük çaplı da olsa bir sermaye biriktirmeyi
başarabilirler. Ne yazık ki Çingeneler tarafından yapılan
herhangi bir iş, başkaları tarafından gelir getirici ve avantajlı
alanlar olarak algılanmaya başlandığında, farklı kökenlere
mensup bireyler de bu meslekleri tercih etmeye başlamaktadırlar...
Daha da önemlisi Gaco kavimlerine mensup bireyler nüfuslarının
kalabalıklığını, daha organize olmalarını ve çeşitli
bağlantıları kullanarak Çingeneleri bu geçim alanlarından
neredeyse tümüyle dışlamayı başarabilmektedirler. Özellikle
işportacılık alanında gördüğümüz gibi farklı kökenlerden
gelen grupların mesleğe girişi ile birlikte Çingeneler için bu
alanda çalışmak yeniden zorlaşmaktadır. Bu şartlar altında
kardeşlerimiz geçinebilmek için farklı kökenlerden gelen
insanların tercih etmediği, düşük gelirli mesleklerin arayışına
girişmekte; kentte tutunma çabasına her seferinde sıfırdan
başlamaktadırlar.
***
Son
birkaç haftada tarihi ve güncel boyutlarıyla ortaya koyduğumuz
ekonomik koşullar Çingene kavimlerini yoksulluk şartlarına mahkum
etmektedir. Bu koşullar altında Çingenelerin büyük çoğunluğunun
birlikte yaşadıkları toplumlara sağlıklı bir biçimde
entegrasyonu mümkün olmadığı gibi şansın ve bireysel
çabalarının yardımıyla kısmen topluma entegre olmayı
başaranların önemli bir bölümü de çeşitli şartların
etkisiyle yoksulluk kapanına yeniden yakalanabilmektedir. Bu şartlar
altında entegrasyon veya toplumla sağlıklı bir biçimde
bütünleşme imkansızdır. Toplumumuzun büyük çoğunluğunun
birlikte yaşadığı komşuları ile daha sağlıklı ilişkiler
kurmalarının önündeki en büyük engel yoksulluktur. Yoksulluksa
haftalardır açıklamaya çalıştığımız şartların bir
sonucudur.
Ne
yazık ki Çingene kavimlerinin dışarı itilmesi sadece ekonomik
alanda karşılaştığımız bir hadise değildir. Önümüzdeki
hafta yayınlacağımız ve bu serinin sonu olacak olan yazımızda
Çingene kavimlerinin farklı ülkelerde nasıl toplumun genelinden
uzak alanlarda yaşamaya zorlandığını, tarihten ve günümüzden
örneklerle ortaya koyacağız. Gözden ırak olanı gönülden de
ırak yapan şartların sonucunda atalarımızdan miras aldığımız
derin yanlızlığı tartışacağız gelecek hafta.
***
Hepinize
şen bir hafta diliyorum. Neşeniz bol, keyfiniz gıcır olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder