10 Aralık 2013 Salı

Sözlüklerde Çingenelere Küfür Etmek Serbest midir? 14/11/2010

Geçtiğimiz hafta sitemizde yayınlanan bir haberde Çingene toplumu arasında büyük tepki yaratan bir konu gündeme taşındı. Özel bir yayınevi tarafından basılan büyük Türkçe sözlükte Çingene isminin karşılığı olarak "arsız, açgözlü" gibi ifadelere yeriliyor. Bunun yanı sıra toplumun çeşitli kesimleri arasında yaygın olan ve Çingenelere dönük ön yargıları yansıtan deyimlere de sözlükte yer verilmiş. Bunlar arasında bir tanesi ise aslında günümüz toplumu arasında yaygın olmadığı halde adeta özellikle ön plana çıkarılmış.

"Çingene İmanı" isimli varlığını sözlükten öğrendiğimiz deyimin karşısında açıklama olarak "Şüpheli, sağlam olmayan inanış." yazılmış. Böylelikle bir çırpıda milyonlarca Çingenenin dini inançları, dünya görüşleri ve hayat felsefeleri sorgulanmış oluyor. Çeşitli dinlere mensup inançlı Çingenelerin böyle bir ifadenin herkesin kullanımına açık bir sözlükte yer almış olmasından ne derece rahatsız olacağını tartışmaya gerek var mı?

Dünyanın her yerinde, dünyanın farklı bölgelerinde konuşulan farklı dillerde çeşitli sosyal ve etnik grupları aşağılayan atasözü ve deyimlere rastlanabilir. Toplumlar birbirleri hakkında çeşitli önyargılara sahiptirler. Bu önyargılar da çoğu zaman bir toplumun gözünde diğerinin adıyla özdeşleşir. Almanya'ya Türkiye'den çalışmaya giden kardeşlerimiz, o coğrafyadaki insanların kafasında yaygın olan "Barbar Türk" imajından az çekmemişlerdir. Bu imajı kırmak için verilen mücadelenin günümüzde hala devam ettiğini hatırlamakta fayda var.

Benzer bir şekilde ülkemizin farklı bölgelerinde yaşayan yurttaşların birbirleri hakkında sahip oldukları önyargılar herkes tarafından bilinir. Hatta bu önyargılar fıkralara konu olmuş, bunlara işaret eden şarkılar türküler yazılmıştır. Buna rağmen kimsenin aklına; bu önyargıları sözlüklere taşımak gelmez. Kimse kalkıpta çeşitli toplumsal kesimler hakkında var olan yanlış algıları sözlüklere, o toplumsal kesimlerin isimlerinin karşılığı olarak yazmaz! Her ne hikmetse söz konusu olan bizim toplumumuz olduğunda bu konuda son derece büyük yanlışlar yapılabiliyor.

Daha önce 1998-1999 yıllarında basılan Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu'na ait sözlüklerde Çingene adının karşılığı olarak benzer hakaretlere yer veriliyordu. Buna karşılık Türkiye Çingene toplumunun önde gelen temsilcisi Sayın Mustafa Aksu'nun çok yönlü olarak yürüttüğü hukuki mücadele sonucunda bu ifadeler ilgili sözlüklerin yeni baskılarından çıkarılmıştır. Ne yazık ki bu sefer de aynı anlayış özel yayınevleri tarafından basılan sözlüklerde karşımıza çıkıyor. Bu kurumlar, sözlüklerinde Çingene isminin karşılığı olarak sözkonusu hakaretlere yer verdikleri gibi aynı zamanda toplumumuzu aşağılayan deyimlere de sözlüklerinde yer veriyorlar.

***

Sözkonusu ifadelere yayınlarında yer veren kurum ve kuruluşların en yaygın savunma gerekçeleri bu ifadelerin toplumun algısını yansıtığı. Oysa ki bu ifadelerin, söz konusu deyimlerin sözlüklerde yayınlanması sadece toplumun algısını yansıtmakla kalmıyor. Genellikle orta öğretimde yaygın bir biçimde kullanılan bu sözlükler, söz konusu önyargıların yeni kuşaklara taşınmasına neden oluyor. Zaten ailelerin yanlış uygulamaları nedeniyle Çingenelere karşı şartlanan çocuklar, bu önyargılarla bir de eğitim kurumlarında kullanılan sözlüklerde rastlayınca kafalarında toplumumuza karşı oluşan bakış açısı pekişmiş oluyor.

Söz konusu ifadelere yayınlarında yer veren kurumların yöneticilerine sormak istiyoruz. Bir an için kendinizi yokluk, yoksulluk içinde okumaya çabalayan bir Çingene çocuğunun yerine koyun. Önyargıların, yanlış değerlendirmelerin acısını o yaşınıza kadar bütün benliğinizde hissettiğinizi düşünün. Birkaç iyi niyetli eğitimcinin, hayırsever insanların çabalarıyla diğer kardeşlerinizden daha fazla eğitim alma şansına sahip olmuşsunuz. Hassas bir dengenin üzerinde geleceğinizi kurmak için geldiğiniz bir eğitim kurumunda, Türkçe dersinde size tavsiye edilen tuğla gibi bir sözlükte şu ifadelerle karşılaşıyorsunuz, neler hissedersiniz?

"Çingene: 1. Menşeleri kesin olarak bilinmeyip Hindistan'dan çıktıkları sanılan, çalgıcılık, falcılık, ayakkabı boyacılığı yapmak ve elek, ızgara, maşa, çiçek gibi şeyleri satmakla geçinen, bütün Avrupa'ya yayılmış, çoğu göçebe topluluk, kıptî, roman. 
3. Arsız, aç gözlü.
4. Hasis, cimri.
Çingene borcu: Ondan bundan alınan ufak tefek borç.
Çingene çalar, Kürt oynar: Kimin ne yaptığı belli olmayan, düzensiz karışık topluluklar ve dağınık, karma karışık yerler için kullanılır.
Çingene çergesi: Pis, bakımsız, derme çatma yer.
Çingene çorbası: Karma karışık olmuş, düzenini kaybetmiş durumlar için kullanılır.
Çingene îmânı: Şüpheli, sağlam olmayan inanış.
ÇİNGENELİK: 1. Çingene olma durumu mec. 2. Arsızlık, aç gözlülük. 3. Cimrilik, hasislik.
ÇİNGENELEŞMEK Arsızlaşmak, cimrileşmek.(sf. 668)
KIPTÎ Çingene. Şecâat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler. Kıbtî taifesi sözlerine îtimat gerçi olmaz."

Nasıl hissediyorsunuz kendinizi sayın yönetici? Bilmiyorum başarabildiniz mi kısa bir an için dahi kendinizi bizim yerimize koyabilmeyi. Gelin sizin için daha kolay bir deneme yapalım. Kendinizi binbir zorluk içinde okuma mücadelesi veren o Çingene çocuğunun sıra arkadaşının yerine koyun! Sizin yayınladığınız sözlükte imanının dahi şüpheli olduğu ima edilen arkadaşına bakış açısı bu ifadeleri okuduktan sonra nasıl olacaktır sizce? Onunla eskiden olduğu gibi temiz, naif bir dostluğu paylaşmaya devam edebilecek midir? Lütfen! Anlamaya çalışın bizi... Küçük bir editörlük işlemi ile düzeltilebilecek bir hatanın nelere yol açabileceğini anlayabiliyor musunuz?

Umudumuz bu konunun taşıdığı hassasiyetin tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gerektiği şekilde algılanması. Bu ifadelerin sözlüklerden çıkarılması sözlüklerin bilimsel değerinden hiçbir şey eksiltmeyeceği gibi ilgili kurumların bizim gözümüzdeki saygınlığını fazlasıyla arttıracaktır.

***
Tüm izleyicilerimizin aileleri ile birlikte huzur içinde bir kurban bayramı geçirmelerini diliyorum.
Neşeniz bol, keyfiniz gıcır olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder