Sitemizin
yayına başladığı ilk günden itibaren toplumumuzla ilgili bazı
kavramların doğru kullanılmasının önemini vurguluyoruz. Çeşitli
medya kuruluşları toplumumuzla ilgili haberlerin içinde Roman,
Çingene ve hatta Rumen kelimelerini yerli yersiz bir şekilde
kullanıyorlar. Roman ve Çingene kavramları bir şekilde bizlerle
ilişkili olan temel kavramlar olmakla beraber Rumen kelimesinin
toplumumuzla uzaktan yakından ilgisi yok. Rumen, Türkçe'de günümüz
Romanya'sında yaşayan vatandaşlara verilen bir isim. Bu sözcüğün
Çingene kültürü ve kimliği ile hiç bir ilgisi bulunmuyor.
Bizimle
ilgili kavramların yanlış kullanılması ne yazık ki bundan
ibaret değil. Çoğu zaman Roman sözcüğünün Çingene
kelimesinin kibarlaştırılmış biçimi olarak anlaşıldığını
ve bu şekilde kullanıldığını görüyoruz. Bu da büyük bir
yanlış. Kelimenin nasıl ortaya çıktığı tam olarak
bilinmemekle birlikte Roman kelimesinin tam anlamının ataları
Romanes konuşmuş veya halen konuşmaya devam eden insanları işaret
ettiğini söyleyebiliriz. Romanlar Romanes konuşan Çingenelerdir
diyebiliriz.
Çingene
kelimesinin içeriği ise çok daha geniştir. Çingene; yerleşik
tarımcı ve büyük hayvan sürülerine sahip göçebe toplumların
göçebe zanaatçı kavimlere verdiği isimlerden biridir. Göçebe
zanaatçı kavimler özellikle sanayi öncesi dönemde çeşitli
zanaat ve hizmetleri yerleşik tarımcı ve sürü sahibi göçebelere
sunmuş ve karşılığında onlardan gıda maddeleri alarak
geçinmişlerdir. Sanayinin ortaya çıkmasıı ile beraber Çingene
kavimleri çağa ayak uydurmuşlar; çiçekçilik, ayakkabı
boyacılığı, hammallık, tarım işçiliği, pazarcılık, katı
atık toplayıcılığı gibi yeni mesleklerde çalışmaya
başlamışlar ya da müzisyenlik gibi geleneksel meslekleri
geliştirerek devam ettirmişlerdir.
Roman
kelimesinin Çingene sözcüğünün kibarlaştırılmış biçim
olarak görülmesi Çingene kelimesinin gerçek anlamını görmemizi
engeller. Birincisi Çingene sözcüğü; Romanların da aralarında
bulunduğu göçebe zanaatçı kökenden gelen kavimlere dışarıdan
bakanlar tarafından verilen bir isimdir. Gacolar ( yerleşik tarımcı
veya sürü sahibi çoban toplumların soyundan gelenler) konuştuğu
dile, geldiği köken ya da coğrafyaya bakmaksızın tüm göçebe
zanaatçı kavimlere Çingene demişlerdir. Romanların yanında
ülkemizde yaşayan Abdallar, Geygeller, Domlar, Mırtipler, Lomlar,
Gewendeler, Elekçiler vs gibi topluluklar da göçebe zanaatçı
kökenden geldikleri için Çingene topluluklarının arasında kabul
edilirler.
Tüm
Çingene kavimleri sanayinin gelişmesi ile birlikte geleneksel
mesleklerini büyük ölçüde kaybettiler. Bu durum Romanlar için
doğru olduğu gibi Abdallar ya da Elekçiler için de doğrudur.
Geleneksel mesleklerin ortadan kalması göçebeliği gereksiz hale
getirdi. Çingene kavimleri bu noktadan itibaren yerleştikleri
kentlerin ya da kasabaların etrafında benzer sorunlarla karşı
karşıya kaldılar. Aynı önyargıların kurbanı oldular. Konut
sorunu ve genel ortalamanın üstünde seyreden bir işsizlik tüm
Çingene kavimlerinin ortak problemi oldu.
Eğer
Roman ve Çingene kavramları birbirleriyle sanki aynı şeylermiş
gibi kullanılırsa Roman Çingeneleri ile benzer problemleri yaşamış
diğer Çingene grupları adeta görünmez olacaktır. Dikkatlerin
sadece Roman Çingenelerinin sorunlarına odaklanması bu grupların
varlıklarının dahi sorgulanmasına neden olabilir. Günümüzde
Çingenelerin sorunlarının çözümü için çeşitli çalışmaların
yapıldığı bir ortamda doğru kavramları kullanmak her
zamankinden daha önemli hale gelmiştir.
***
Haftanın
gündemi yazısında bu açıklamayı niye yaptığımızı merak
edebilirsiniz. Bu açıklamayı son derece güncel bir meseleye
işaret etmek için yapıyoruz sevgili dostlar. Geçtiğimiz
haftalarda güzel bir haber aldık. Ayrıntılar tam olarak belli
olmamakla birlikte TOKİ Romanlar için konut inşaatlarına
başlıyor. Ümit ediyoruz ki evlerin satış koşulları
kardeşlerimizin karşılayabilecekleri şekilde düzenlenir ve evsiz
insanlarımız başlarını sokabilecekleri bir dama sahip
olabilirler.
Diğer
taraftan bu haberin içindeki bir küçük ayrıntı kavramların
yanlış kullanılmasının sakıncalarına çok güzel bir örnek
oluşturuyor. TOKİ konut yapımı ile ilgili planlama yaparken
valiliklerden bilgi istemiş. Bitlis, Erzurum, Giresun, Gümüşhane,
Hakkari, Kars, Mardin, Nevşehir, Niğde, Sivas, Van, Şırnak,
Trabzon ve Yozgat illerinin valilikleri illerinde Roman olmadığını
belirtmişler. O yüzden bu illerde evsiz kardeşlerimiz için konut
çalışması yapılmıyor.
Doğrudur.
Bu sayılan illerde Roman Çingenelerinin sayısı çok azdır. Buna
karşılık buralarda yaşayan farklı Çingene kavimleri vardır. Bu
toplulukların işsizlik ve konut temelli problemleri büyük ölçüde
Roman Çingenelerinin sorunları ile benzerdir. Yozgat'ın,
Nevşehir'in müzisyen Abdallarının, Sivas'ın, Erzurum'un elekçi
Poşalarının, Hakkari'nin, Van'ın Mıtriplerinin Roman Çingeneleri
ile benzer sorunlar yaşadığı açıktır. Ne yazık ki Roman
kelimesinin Çingenenin kibarlaştırılmış biçimi gibi
kullanılması, Çingene kelimesinin anlamını daraltmakta;
ülkemizin farklı bölgelerinde yaşayan kardeşlerimizin fark
edilmesini güçleştirmektedir.
Bu
konudaki sorumluluk sadece medyada değil. Ne yazık ki Roman
kelimesini Çingenenin kibarlaştırılmış şekli gibi kullanmak bu
alanda otorite olduğu söylenen insanlarımızın bile yapabildiği
yanlış. Anlaşılan o ki valiliklerimiz bu konuda danışmanlar
tarafından yanlış bilgilendirilmişler ve TOKİ'ye ulaşan
raporların sonucunda Abdal, Lom, Dom, Mıtrip vs kardeşlerimiz TOKİ
tarafından yapılacak sosyal konutlara sahip olma imkanından yoksun
kalmışlar. Halbuki 14 Mart tarihinde İstanbul'da yapılan
toplantıda Roman derneklerinin temsilcileri olduğu gibi;
Abdalların, Lomların, Elekçilerin ve Domların temsilcileri de
bulunmaktaydı.
Yetkililerimizin
bu konuyu en kısa zamanda tekrar değerlendireceklerini umut
ediyoruz. Zira ortada kolaylıkla düzeltilebilecek ve gereği
yapılabilecek bir yanlış bilgilendirme var. Bu olaydan çıkarmamız
gereken ders toplumumuzla ilgili kavramların doğru kullanılmasının
ne derece önemli olduğudur.
***
Hepinize
şen bir hafta diliyorum.Neşeniz bol keyfiniz gıcır olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder