10 Aralık 2013 Salı

Kavramları Doğru Kullanmak

Sitemizin yayına başladığı ilk günden itibaren toplumumuzla ilgili bazı kavramların doğru kullanılmasının önemini vurguluyoruz. Çeşitli medya kuruluşları toplumumuzla ilgili haberlerin içinde Roman, Çingene ve hatta Rumen kelimelerini yerli yersiz bir şekilde kullanıyorlar. Roman ve Çingene kavramları bir şekilde bizlerle ilişkili olan temel kavramlar olmakla beraber Rumen kelimesinin toplumumuzla uzaktan yakından ilgisi yok. Rumen, Türkçe'de günümüz Romanya'sında yaşayan vatandaşlara verilen bir isim. Bu sözcüğün Çingene kültürü ve kimliği ile hiç bir ilgisi bulunmuyor.

Bizimle ilgili kavramların yanlış kullanılması ne yazık ki bundan ibaret değil. Çoğu zaman Roman sözcüğünün Çingene kelimesinin kibarlaştırılmış biçimi olarak anlaşıldığını ve bu şekilde kullanıldığını görüyoruz. Bu da büyük bir yanlış. Kelimenin nasıl ortaya çıktığı tam olarak bilinmemekle birlikte Roman kelimesinin tam anlamının ataları Romanes konuşmuş veya halen konuşmaya devam eden insanları işaret ettiğini söyleyebiliriz. Romanlar Romanes konuşan Çingenelerdir diyebiliriz.

Çingene kelimesinin içeriği ise çok daha geniştir. Çingene; yerleşik tarımcı ve büyük hayvan sürülerine sahip göçebe toplumların göçebe zanaatçı kavimlere verdiği isimlerden biridir. Göçebe zanaatçı kavimler özellikle sanayi öncesi dönemde çeşitli zanaat ve hizmetleri yerleşik tarımcı ve sürü sahibi göçebelere sunmuş ve karşılığında onlardan gıda maddeleri alarak geçinmişlerdir. Sanayinin ortaya çıkmasıı ile beraber Çingene kavimleri çağa ayak uydurmuşlar; çiçekçilik, ayakkabı boyacılığı, hammallık, tarım işçiliği, pazarcılık, katı atık toplayıcılığı gibi yeni mesleklerde çalışmaya başlamışlar ya da müzisyenlik gibi geleneksel meslekleri geliştirerek devam ettirmişlerdir.

Roman kelimesinin Çingene sözcüğünün kibarlaştırılmış biçim olarak görülmesi Çingene kelimesinin gerçek anlamını görmemizi engeller. Birincisi Çingene sözcüğü; Romanların da aralarında bulunduğu göçebe zanaatçı kökenden gelen kavimlere dışarıdan bakanlar tarafından verilen bir isimdir. Gacolar ( yerleşik tarımcı veya sürü sahibi çoban toplumların soyundan gelenler) konuştuğu dile, geldiği köken ya da coğrafyaya bakmaksızın tüm göçebe zanaatçı kavimlere Çingene demişlerdir. Romanların yanında ülkemizde yaşayan Abdallar, Geygeller, Domlar, Mırtipler, Lomlar, Gewendeler, Elekçiler vs gibi topluluklar da göçebe zanaatçı kökenden geldikleri için Çingene topluluklarının arasında kabul edilirler.

Tüm Çingene kavimleri sanayinin gelişmesi ile birlikte geleneksel mesleklerini büyük ölçüde kaybettiler. Bu durum Romanlar için doğru olduğu gibi Abdallar ya da Elekçiler için de doğrudur. Geleneksel mesleklerin ortadan kalması göçebeliği gereksiz hale getirdi. Çingene kavimleri bu noktadan itibaren yerleştikleri kentlerin ya da kasabaların etrafında benzer sorunlarla karşı karşıya kaldılar. Aynı önyargıların kurbanı oldular. Konut sorunu ve genel ortalamanın üstünde seyreden bir işsizlik tüm Çingene kavimlerinin ortak problemi oldu.

Eğer Roman ve Çingene kavramları birbirleriyle sanki aynı şeylermiş gibi kullanılırsa Roman Çingeneleri ile benzer problemleri yaşamış diğer Çingene grupları adeta görünmez olacaktır. Dikkatlerin sadece Roman Çingenelerinin sorunlarına odaklanması bu grupların varlıklarının dahi sorgulanmasına neden olabilir. Günümüzde Çingenelerin sorunlarının çözümü için çeşitli çalışmaların yapıldığı bir ortamda doğru kavramları kullanmak her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.

***

Haftanın gündemi yazısında bu açıklamayı niye yaptığımızı merak edebilirsiniz. Bu açıklamayı son derece güncel bir meseleye işaret etmek için yapıyoruz sevgili dostlar. Geçtiğimiz haftalarda güzel bir haber aldık. Ayrıntılar tam olarak belli olmamakla birlikte TOKİ Romanlar için konut inşaatlarına başlıyor. Ümit ediyoruz ki evlerin satış koşulları kardeşlerimizin karşılayabilecekleri şekilde düzenlenir ve evsiz insanlarımız başlarını sokabilecekleri bir dama sahip olabilirler.

Diğer taraftan bu haberin içindeki bir küçük ayrıntı kavramların yanlış kullanılmasının sakıncalarına çok güzel bir örnek oluşturuyor. TOKİ konut yapımı ile ilgili planlama yaparken valiliklerden bilgi istemiş. Bitlis, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Mardin, Nevşehir, Niğde, Sivas, Van, Şırnak, Trabzon ve Yozgat illerinin valilikleri illerinde Roman olmadığını belirtmişler. O yüzden bu illerde evsiz kardeşlerimiz için konut çalışması yapılmıyor.

Doğrudur. Bu sayılan illerde Roman Çingenelerinin sayısı çok azdır. Buna karşılık buralarda yaşayan farklı Çingene kavimleri vardır. Bu toplulukların işsizlik ve konut temelli problemleri büyük ölçüde Roman Çingenelerinin sorunları ile benzerdir. Yozgat'ın, Nevşehir'in müzisyen Abdallarının, Sivas'ın, Erzurum'un elekçi Poşalarının, Hakkari'nin, Van'ın Mıtriplerinin Roman Çingeneleri ile benzer sorunlar yaşadığı açıktır. Ne yazık ki Roman kelimesinin Çingenenin kibarlaştırılmış biçimi gibi kullanılması, Çingene kelimesinin anlamını daraltmakta; ülkemizin farklı bölgelerinde yaşayan kardeşlerimizin fark edilmesini güçleştirmektedir.

Bu konudaki sorumluluk sadece medyada değil. Ne yazık ki Roman kelimesini Çingenenin kibarlaştırılmış şekli gibi kullanmak bu alanda otorite olduğu söylenen insanlarımızın bile yapabildiği yanlış. Anlaşılan o ki valiliklerimiz bu konuda danışmanlar tarafından yanlış bilgilendirilmişler ve TOKİ'ye ulaşan raporların sonucunda Abdal, Lom, Dom, Mıtrip vs kardeşlerimiz TOKİ tarafından yapılacak sosyal konutlara sahip olma imkanından yoksun kalmışlar. Halbuki 14 Mart tarihinde İstanbul'da yapılan toplantıda Roman derneklerinin temsilcileri olduğu gibi; Abdalların, Lomların, Elekçilerin ve Domların temsilcileri de bulunmaktaydı.

Yetkililerimizin bu konuyu en kısa zamanda tekrar değerlendireceklerini umut ediyoruz. Zira ortada kolaylıkla düzeltilebilecek ve gereği yapılabilecek bir yanlış bilgilendirme var. Bu olaydan çıkarmamız gereken ders toplumumuzla ilgili kavramların doğru kullanılmasının ne derece önemli olduğudur.
***
Hepinize şen bir hafta diliyorum.Neşeniz bol keyfiniz gıcır olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder