Soru1: Binlerce
yıl boyunca Çingene Evrensel Milletine mensup olan kavimler
geçimlerini göçebe zanaatçılıkla karşıladılar. Yerleşik
tarımcı ve hayvan sürülerine sahip göçebelere çeşitli zanaat
ve hizmetleri sunarak karşılığında onlardan gıda maddeleri
aldılar. Çingeneler, neden dolayı başka insanlara ekmek için el
açmak zorunda kaldıkları bu geçim şeklini seçtiler? Neden tarım
veya hayvancılık yaparak kendi gıdalarını kendileri üretmediler?
Bu bir tercih miydi yoksa zorunluluk mu?
Cevap:
Bir Çingene aynı anda iki temel kimliğe sahip olarak doğar. Bir
tarafta ait olduğu kavmin kimliği, diğer taraftan Çingene
Evrensel Milletine mensup olmaktan ileri gelen Çingene kimliği.
Dünyanın
farklı bölgelerinde yaşayan Çingene Evrensel Milletine mensup
kavimlerin üyeleri; dilleri, kültürleri ve tarihleri ile kendi
kavimlerine özgü etnik bir kimliğe sahiptirler. Roman Çingeneleri
özünü bir tarafta Romanes dilinin diğer tarafta ise
Hint-Balkan-Fars coğrafyasının kendine özgü renklerinin
oluşturduğu bir etnik kimliğin taşıyıcılarıdırlar. Abdal
Çingenelerinin etnik kimliğinin olmazsa olmazı ise bir tarafta
Abdoltili isimli lisanları, diğer tarafta ise Orta Asya
bozkırlarının kültür değerlerini Fars kültürü ile
kaynaştıran bir yaşam biçimidir. Pavee Çingeneleri bir yanda
İrlanda coğrafyasında iz bırakmış en eski medeniyetlerin
mirasını yüklenirken diğer taraftan Cant isimli dillerini
günümüze kadar yaşatmayı başarırlar.
Çingene
Evrensel Milletine mensup kavimlere dünyanın her bölgesinden
sayısız farklı örnek verilebilir. Her bir kavim kendi diline;
kendi tarihine ve kendi etnik kültürüne sahiptir. Diğer taraftan
temel bir ortak nokta , tüm bu farklı etnik toplulukları,
kavimleri aynı evrensel milletin mensubu yapar. Çingene Evrensel
Milletine mensup kavimlerin ataları, sanayi öncesi dönem boyunca
Gaco Evrensel Milletine mensup kavimlerin atalarından farklı olarak
temel geçimlerini göçebe zanaatçılığa dayandırmışlardır.
Göçebe
zanaatçı kavimler; çeşitli zanaat ve hizmetleri sundukları Gaco
kavimlerinden onların tarım ve hayvancılık yoluyla ürettikleri
gıda maddelerini alırlar. Göçebe zanaatçılık özellikle bu
sebepten dolayı çileli bir geçim yolu olur. Ekmeğini kendi
üretememek, gıda için Gacolara el açmak zorunda kalmak binlerce
yıl boyunca atalarımızın en büyük çilesi olmuştur. Hor
görülmelerinde, aşağılanmalarında bu durumun çok büyük bir
etkisi vardır. Sanayi sonrasında göçebe zanaatçılığın temeli
olan meslekler ortadan kalkmış olmasına rağmen binlerce yılın
izleri silinmemiş, sorunlar yeni biçimler altında devam
etmişlerdir. Geçmişin yokluğu, yoksulluğu ve acıları bugünlere
kadar taşınmıştır.
***
Pek
çoklarının sandığının aksine temeli göçebe zanaatçılığa
dayanan Çingene yaşamı büyük zorluklarla doludur. Hal böyleyken
atalarımız neden bu yaşam şeklini seçtiler? Gaco Evrensel
Milletine mensup kavimlerin yaptığı gibi; tarım yapmak, büyük
hayvan sürüleri beslemek ve böylelikle gıdasını kendi üretmek
dururken atalarımız neden göçebe zanaatçı yaşam şeklini
tercih etmişlerdir? Bu soru doğru bir soru değildir.
Zannedildiğinin aksine bu durum hiçbir yerde bir tercih neticesinde
ortaya çıkmamıştır. Çingeneliği, Çingene Usulü Geçim
Yollarını başlatan Çingeneler değildirler. Tamamen bizim
dışımızda gelişen şartlar neticesinde atalarımız yaşamlarını
göçebe zanaatçılığa dayandırmak zorunda kalmışlardır.
Göçebe
zanaatçı geçim yolunu benimseyerek Çingene Evrensel Milletine
katılan kavimler 3 ayrı sosyal kaynaktan gelmektedirler. Bunlar
arasında en kalabalık olanı Tabiat İnsanlarıdır. Tabiat
İnsanları, doğal koşulların son derece uygun olduğu, cennet
misali topraklarda yaşamlarını ürdüren insan topluluklarıdır.
Bitkileri toplayarak ve hayvanları avlayarak geçimlerini
sürdürürler. Aslına bakılırsa insanlığın ortak kökü Tabiat
İnsanlarıdır. Binlerce yıl öncesinde tüm insanlık bu şekilde
yaşamış, farklı geçim ve yaşam şekilleri daha sonra ortaya
çıkmıştır. Günümüzde dahi hala uygun doğal koşulların
olduğu, cennet misali bölgelerde Tabiat İnsanları yaşamlarını
sürdürmektedirler.
İlk
Çingeneler Tabiat İnsanlarının arasından çıkmışlardır.
Tarla yapmak veya otlak arazisi açmak isteyen Gacolar tabiat
insanlarının avcılık ve toplayıcılıkla geçindikleri cennet
misali yaşam alanlarını daraltmışlardır. Kimi zamansa bu
alanlar güç sahibi kişiler için özel av arazilerine
dönüştürülerek tabiat insanlarına yasaklanmıştır. Barışçı
bir geleneğe sahip olan tabiat insanları karşılarında silahlı
savaşçı kavimleri buldukları için onlara karşı direnme imkanı
bulamamışlardır. Buna karşılık şanslarına küsüp açlığa
da boyun eğmemişlerdir. Hayattta kalabilmek için Çingene Usulü
Geçim Yolları geliştirilmiş, göçebe zanaatçı yaşam tarzı
ortaya atılmıştır.
Temel
yaşam alanları ele geçirilen tabiat insanları; binlerce yıl
içerisinde edindikleri tabiat bilgisini, zanaat ve teknik uzmanlığı
kullanarak Gaco kavimlerinin ihtiyaç duydukları çok sayıda temel
zanaat ve hizmeti onlara sunmaya başlamışlardır. Gıdalarına
doğrudan doğruya ulaşmaları engellendiği için de gıda
maddelerini zanaat ve hizmetleri sundukları Gacolardan dolaylı
yoldan almak zorunda kalmışlardır.
Tabiat
İnsanlarının Çingene Evrensel Milletine katılma süreci
günümüzde dahi halen devam etmektedir. Orta Hindistan'daki Birhor
tabiat insanları yakın zamanlarda yaşadıkları cennet misali
bölgelerdeki kaynakların komşu Gaco toplulukları tarafından
tüketilmesi nedeniyle Çingene Usulü Geçim Yollarını benimsemek
durumunda kalmışlardır. Kuzey Hindistan'daki Korwa tabiat
insanları kaynakların azalması ile birlikte avcılık yapamaz hale
gelmişler ve bambulardan ördükleri sepetleri Gacolara satarak
geçinmek zorunda kalmışlardır. 1970-1980 yıllarında yaşam
alanları yok olmaya başlayan Güney Hindistan'daki Sabraslar büyük
bir hızla göçebe cambazlar, sihirbazlar ve panayırcılar olarak
çalışmaya başlamışlardır.
Ruanda'da
yaşadıkları büyük ormanlık arazilerdeki kaynakları Tutsi ve
Hutu Gacoları tarafından tüketilmesiyle beraber Twa tabiat
insanlarının çok önemli bir bölümü çömlekçilik ve
sepetçilik yaparak geçimlerini temin etmek zorunda kalmışlardır.
Benzer bir durum Etiyopya'daki Fuga tabiat insanları, Angola'daki
Thwalar, Kenya'daki Waatalar ve benzeri pek çok grup için de
geçerlidir.
Yakın
dönemde Çingene Evrensel Milletine katılan tabiat insanlarına
ilişkin verdiğimiz örneklerin Güney Asya ve Afrika'dan olması
tesadüf değildir. Bunun en önemli nedeni bu bölgelere yakın
dönemlere kadar tabiat insanlarının yaşayabileceği geniş
ormanlık arazilerin varlıklarını koruyor oluşudur. Buna karşılık
dünyanın farklı bölgelerinde bu süreç çoktan yaşanıp
bitmiştir. Tarihi ve arkeolojik kaynaklardan dünyanın farklı
bölgelerinde yaşamış olan çok sayıda tabiat insanı
topluluğunun zaman içerisinde kaynaklarının başkaları
tarafından tüketilmesi nedeniyle Çingene Evrensel Milletine
katıldığı kolaylıkla anlaşılabilmektedir.
Tüm
bu örnekleri vermekteki amacımız tabiat insanlarının yaşam
alanlarının dış koşulların etkisiyle bu şekilde ortadan
kalkmasa ekmek için kimseye el açmak zorunda kalmayacakları gibi
muhtemelen tamamen farklı bir şekilde gelişim göstereceklerini
ortaya koymaktır. Bu açıklamalardan kolaylıkla anlaşılabileceği
üzere tabiat insanlarının göçebe zanaatçılığı benimseyerek
Çingene Evrensel Milletine dahil olmaları kendi tercihleri değil
şartların zorlaması sonucunda gerçekleşmiş bir durumdur.
Devam
Edecek...
***
Hepinize
şen bir hafta diliyorum. Neşeniz bol, keyfiniz gıcır olsun.
Not:
Bu yazıda yer alan bilgi ve kavramlar "Çingenelerin Kitabı"
isimli yayınlanmış kitap çalışmamızdan alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder