10 Aralık 2013 Salı

Çingeneler Neden Asimile Olmazlar? 21/11/2010

Asimilasyon daha çok olumsuz anlamda kullanılan bir kavram. Bir toplumun; temel kültür özelliklerini, yaşam biçimine özgü olmazsa olmazları kaybederek kendisi olmaktan çıkması anlamına geliyor. Entegrasyon ise özellikle günümüzde Avrupa Birliği'nde yaşayan azınlık toplumların ve yeni göçmenlerin topluma uyumu ile ilgili olarak kullanılan bir kavram. Entegrasyon kavramı topluluğun kendi kültürünü koruyarak içinde yaşadığı toplumla uyum içerisinde yaşamasını mümkün kılacak şekilde değişmesi anlamına geliyor.

Biz Çingeneler içinse ne asimilasyonun ne de entegrasyonun özellikle Avrupa coğrafyasında tam manasıyla gerçekleşmediği çok açık. Zaten vicdan sahibi hiçbir kişinin "Çingeneleri asimile etmek" gibi bir hedefe sahip olmaması gerektiğine inanıyoruz. Diğer taraftan Çingenelerin birlikte yaşadıkları toplumlara sağlıklı bir biçimde entegre olmasının bugüne kadar mümkün olamadığı da çok açık. Nitekim sık sık karar alma gücüne sahip durumdaki yöneticilerin ağzından Çingenelerin entegrasyonunun ne kadar güç olduğuna dair sözler işitiyoruz. Basında, sivil toplum kuruluşlarının yayınladığı bültenlerde ya da akademisyenler tarafından yayınlanan raporlarda sürekli Çingenelerin neden bir türlü entegre olamadığı tartışılmaktadır.

***

"Çingenelerin neden bir türlü içinde yaşadıkları toplumlara entegre olamadıkları" sorusunu soranların büyük bölümü açıktan dile getirmeseler de içinde yaşadığımız toplumlara entegre olmayı bizim istemediğimizi düşünüyorlar. Onlara göre bizler içinde yaşadığımız koşullardan çok memnunuz; herhangi bir düzelmenin, gelişmenin olmasını istemiyoruz. Bu yazı dizisinde pek çok kişinin aklında yer etmiş olan bu yanlış düşüncenin neden doğru olmadığını bütün boyutlarıyla ortaya koymaya çalışacağız.

İşin gerçeği Çingeneler; yaşadıkları her yerde içinde bulundukları topluma entegre olmak istemektedirler. Atalarımız gibi bizler de birlikte yaşadığımız toplumların refah içerisindeki kesimleri nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşamak istiyoruz. Yokluktan, yoksulluktan sefaletten bıktık. Sorun bizim bunu isteyip istememizle ilgili değildir. Bu yazı tamamlandığında okurlarımız görecekler ki aslında temel mesele içinde yaşadığımız toplumların yönetici ve halklarının gerçekte Çingenelerin topluma entegre olmasını isteyip istemedikleridir. Şimdilik sadece ana başlıklar halinde konuyu ortaya koyacağız. Önümüzdeki haftadan itibaren ise ayrıntılı bir biçimde entegre olmak isteyen Çingenelerin önlerine çıkarılan engelleri tartışacağız. Son yazımızda ise yöneticiler ve Çingeneleri temsil eden kuruluşlar için bazı önerilerimiz olacak.

***

İşte Çingenelerin neden içinde yaşadıkları topluma entegre olamadığını veya entegre edilmek istenmediğini ortaya koyan temel sorular. Bu soruların cevapları önümüzdeki haftalarda bu sütundan verilecek.

-Binlerce yıl boyunca Çingene Evrensel Milletine mensup olan kavimler geçimlerini göçebe zanaatçılıkla karşıladılar. Yerleşik tarımcı ve hayvan sürülerine sahip göçebelere çeşitli zanaat ve hizmetleri sunarak karşılığında onlardan gıda maddeleri aldılar. Çingeneler, neden dolayı başka insanlara ekmek için el açmak zorunda kaldıkları bu geçim şeklini seçtiler? Neden tarım veya hayvancılık yaparak kendi gıdalarını kendileri üretmediler? Bu bir tercih miydi yoksa zorunluluk mu?

-Başlangıçta ne olmuş olursa olsun Çingene Evrensel Milletine mensup kavimler tarihin daha sonraki dönemlerinde tarım ve hayvancılık yapmayı denediler mi? Çingenelerin Gaco toplulukları gibi tarım ve hayvancılık yapma girişimleri herhangi bir biçimde engellenmeye çalışıldı mı?

-Çingene kavimleri sanayinin yaygınlaşması ile birlikte geleneksel mesleklerini kaybettikten sonra büyük bir kriz yaşamaya başladılar. Bu dönemde insanlarımız hayatta kalmak için başkaları tarafından tercih edilmeyen, düşük gelirli, güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kaldılar. Zaman içerisinde bu meslekler eskiden olduğundan daha fazla gelir getirmeye başladığında Çingene olmayanlar mesleklere güçlü bir biçimde girerek Çingenelerle rekabet etmeye başladılar mı? Normal koşullarda barışçı bir biçimde yürütülen bu rekabet zamanla Çingeneleri şiddet kullanarak bu mesleklerden dışlamaya dönüştü mü? Bu koşullar altında Çingeneler yeniden en az gelir getiren işleri yapmak zorunda mı kaldılar?

-Tarihin çeşitli dönemlerinde kentsel veya kırsal bölgelerde yerleşik yaşama geçmeye çalışan Çingene kavimlerinin önüne çeşitli engeller çıkarıldı mı? Merkezi bölgelerde yerleşemeyen Çingene grupları ıssız, başkaları tarafından tercih edilmeyen bölgelere mi yerleştiler? Bu bölgelerin zamanla ıslahı ve şehir merkezinin genişlemesi nedeni ile Çingene kavimleri yaşadıkları bu bölgelerden uzaklaştırılarak tekrar şehir dışında kalan bölgelere mi yönlendirildiler ?

Yukarıda sıraladığımız soruların yanıtları, Çingene toplumunun neden bir türlü içinde yaşadığı toplumlarla entegre olamadığının; içinde yaşadığı toplumların refah içerisindeki kesimleri ile aynı şartları paylaşamadığının yanıtını verecektir. Bu yazının yazılmasındaki temel amaç Çingeneleri her türlü kötülüğün sorumlusu ve evrensel günah keçisi olarak görenlere yaşananların sorumluluğunun bize ait olduğu kadar başkalarına da ait olduğunu gösterebilmektir. Gerçi biliyoruz ki anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az!

***
Hepinize şen bir hafta diliyorum. Neşeniz bol keyfiniz gıcır olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder