Roman
toplumu çok hareketli. İnsanlarımız konuşuyor, düşünüyor,
tartışıyor. Herkes kendi cephesinden Romanların, Romanların
geleceği için ne yapması gerektiğini sorguluyor. Bu tartışmaya
biz de kendi cephemizden katılacağız. Kardeşlerimizle
paylaştığımız düşüncelerimiz şüphesiz ki sadece kendimizi
bağlıyor. Kimseyi yargılamadan, yadırgamadan bizce neyin doğru
neyin yanlış olduğunu ifade edeceğiz.
Bugün
itibarıyle Türkiye Romanlarının önünde 2 yol durmaktadır.
Bunlardan biri projecilik, diğeri ise el birliği ile Medya Roman'ı
büyütmektir. Biz tahmin edebileceğiniz gibi projeciliğe karşıyız,
Medya Roman'ı destekliyoruz. Ama bu demek değildir ki Romanların
sorunlarına projecilik yoluyla çözüm bulunabileceğini düşünen
dostlarımıza, kardeşlerimize düşmanlık besliyoruz. Haşa! Onlar
kendi bildikleri gibi ellerinden gelenin en güzelini yapacak, bizler
de. Bizler onlara saygı duyacağız, onlar da bize.
Neden
Projeci Değiliz?
İlk önce nedir projecilik, tartışmaya bu soruyu yanıtlayarak başlayalım. Projecilik normalde kamu kurumları ve belediyelerin yapması gereken kimi hizmetleri; akademik kuruluşların yapması gereken kimi araştırmaları gerçekleştirmek için, Avrupa Birliği, uluslararası fon kuruluşları, siyasi partiler ya da devletten para alan derneklerin bu işleri kendilerinin yapmaya çalışmasıdır. Bazı durumlarda çok yararlı projeler ortaya atılmakta, projeler yapan Roman dernekleri hayırlı işlere imza atmaktadırlar. Lakin en hayırlı projenin bile uzun vadede Romanlar için son derece tehlikeli olan sonuçları bulunmaktadır.
Dernek
yönetimlerinin başında doğal olarak belli sayıda insan
bulunmaktadır. Bu insanlar genelde dernek başkanı ve akrabaları
ya da Roman mahalleleri içerisindeki belli bir çevreyi temsil eden
kişilerdir. Hayırlı ve gerekli dahi olsa herhangi bir konuda proje
yapıldığında genellikle dernek yönetimi içerisinde bir ya da
birkaç kişi küçük de olsa bir maaş almaya başlar. Çok
geçmeden yönetim kurulunun içindeki diğer üyeler ve derneğin
dışında kalan mahalle halkı bu durumdan rahatsız olur. Dışarıdan
bakanlar dernekleri bir kazanç kapısı olarak görür, dedikodu
alır başını gider.
Çoğu
dernek bu duruma dayanamaz. Dernekler bölünür. Üyeler birbirine
düşer. Kimileri de makam mevki sevdasıyla birbirleriyle başkanlık
yarışı yapmaya başlar. Sonunda bir bakmışsınız ki topu topu
1000 kişinin yaşadığı bir mahallede 4-5 dernek kurulmuş,
dernekler birbirine düşmüş. Çoğu dernek daha hiç proje
yapamadan, başka derneklerin projeleri hakkında konuşurken
birbirine düşer. Herkes ayrı bir dernek kurup, kendi projesini
yapmak umuduyla yanıp tutuşur. Bu koşullar altında genellikle iyi
niyetli olan insanların arası açılmakta ve Roman toplumunun
içerisinde gereksiz kırgınlıklar oluşmaktadır.
Bütün
bunların sebebi Romanların çok yoksul bir halk olmasıdır. Böyle
yoksul bir halkın içerisinde belli kişilere normalde kamu
kurumlarının yapması gereken hizmetleri yapmaları için para
verilirse dedikoduların çıkması, insanların birbirine düşmesi
son derece doğaldır. Çare? Çare Avrupa Birliği ya da
uluslararası fon kuruluşları tarafından ayrılan paraların
doğrudan doğruya devlet tarafından kullanılması ve mahallelere
Romanların ihtiyaçlarına uygun yatırımlar yapılmasıdır.
Dernekler de, Romanların ileri gelenleri de bu konuda devlete
gönüllü olarak danışmanlık yapabilirler.
Neden
Medya Roman?
İşte tüm bu nedenlerden ötürü biz projeciliğe karşıyız. Karşıyız ama başta da söylediğimiz gibi proje yapan kardeşlerimize saygı duyuyoruz. Kendi bilecekleri iştir. Allah yollarını açık etsin. Elbette bizim de kendimize göre bir yolumuz var. Biz de Romanların geleceği için bir düşünceye sahibiz.
Biz
Romanların derdinin dermanının Medya Roman olduğuna inanıyoruz.
Çağımızda en büyük iletişim aracı internet, internetin en iyi
kullanım biçimi yurttaş gazeteciliğidir. Yurttaş gazeteciliği
vatandaşın kendi derdini tasasını kendisinin anlatması; sesini
kendi basını üzerinden duyurmasıdır. Medya Roman romanların
sesidir. Romanlar, derdini tasasını çilesini kendi medyaları
Medya Roman üzerinden anlatır.
Medya
Roman'da elini taşın altına koymak isteyenlerin ilk bilmesi
gereken, Medya Roman'da gönüllülüğün esas olduğudur. Karşılık
beklemeksizin, Roman toplumunun gelecek kuşaklarının daha iyi
şartlarda yetişmesi için çalışma kararlılığında olanlar
Medya Roman'da her zaman kendilerine yer bulabilirler.
Medya
Roman'ın ilk amacı Romanların sesini duyurmaktır. Çeşitli
kanallardan bize ulaşan ya da doğrudan doğruya mahallelerimizde
tanık oldukları gelişmeleri bizlerle paylaşan insanlarımızın
haberleri sitemiz üzerinden kamuoyuna ulaştırılır. Hem yerel
yöneticiler hem devlet yetkilileri hem de kamuoyunun her kesimi
sitemiz üzerinden Roman toplumu ile ilgili haberleri öğrenir.
Böylece başka kanallardan ifade edemediklerimiz bu zemin üzerinden
kamuoyuna aktarılır. Medya Roman gönüllüleri mahallelerinde,
ilçelerinde sürekli birbirleriyle sohbet eder, tartışır;
ilçelerinin, mahallelerinin sorunlarını tespit ederler. Bunlarla
ilgili insanlarımızın düşüncelerini alır, kamuoyuna
yansıtmamız için siteye ulaştırırlar.
Medya
Roman'ın ikinci amacı Roman kültürünün en doğru biçimiyle
diğer toplum kesimlerine tanıtılmasıdır. Romanların yaşadığı
pek çok sorunun kaynağında çeşitli toplum kesimlerinin
toplumumuzu yanlış tanıması yatmaktadır. Bizim hakkımızdaki
hurafe ve ön yargılar nedeniyle aslında canımız ciğerimiz öz
kardeşimiz olan diğer toplum kesimleri bizlere mesafeli
yaklaşmaktadır. Medya Roman kültürümüzün en güzel
özelliklerini yansıtarak bu mesafeyi yakınlığa dönüştürmeyi
hedefler.
Medya
Roman Romanların birbirini tanımasına vesile olur. Farklı
illerde, ilçelerde, mahallelerde yaşayan Romanlar sitedeki haberler
üzerinden birbirlerinin dertlerini, adetlerini, umutlarını ve
gelecekten beklentilerini öğrenir. Medya Roman aynı zamanda
Romanlar arasındaki bir birlik köprüsüdür.
Türkiye
Romanları Dünyaya Örnek Olacak
Romanlar herkesin bildiği gibi sadece Türkiye'de yaşamıyor. Başta Balkanlar olmak üzere Avrupa'nın her yerinde Romanlar vardır. Medya Roman'ın İngilizce bölümü üzerinden Türkiye Romanları dünyaya, dünya Romanları Türkiye'ye açılmaktadır. Kimi insanlarımız çeşitli nedenlerle bundan endişe duyuyor. Bu endişenin yersiz olduğunu, Türkiye Romanlarının dünyaya açılmaktan korkmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Türkiye
Romanlarının Balkan ve Avrupa Romanları ile temas etmesinin,
farklı ülkelerdeki Romanların birbirlerini tanımasının Türkiye
Romanlarının dini inançlarına, ülkelerine olan bağlılıklarına
zarar vereceği korkusunu taşıyanlarımız var. Oysa ki bu
konularda kendimize güvenmemiz gerekiyor. Dinine güvenenin dininden
çekincesi olmaz. Romanların vatan sevgisinden kimse şüphe edemez.
Üstelik bugün itibarıyla Türkiye kendi bölgesinde, özellikle de
Balkanlarda sevilen sayılan bir ülkedir. Eğitim ve ekonomi
alanındaki gelişmeler Balkanlarda hem Romanların hem de
Balkanların diğer halklarının giderek daha fazla yüzlerini
Türkiye'ye dönmesine neden olmaktadır. Pek çok açıdan örnek
alınan bir ülke olan Türkiye'nin, Balkan Romanlarını
etkilememesi mümkün değildir. Hiç şüphe yok ki bu etki Türkiye
Romanları üzerinden olacaktır. Özellikle hem Türkçe hem de
Romanes konuşan Balkan Romanları hali hazırda bizleri yakından
izlemekte, pek çok açıdan Türkiye Romanlarının müziğinden,
kültüründen ve yaşam biçiminden etkilenmektedir.
Türkiye
hem Romanların birliği hem de komşularıyla kardeşçe, huzur
içinde yaşaması açısından Balkan Romanlarına iyi bir örnek
teşkil edecektir. Irkçılığın alıp başını gittiği, kardeşin
kardeşe kıydığı Balkanlarda, bu konudaki bazı küçük
aksaklıkları halledebilmiş bir Türkiye tüm bölge için gerçek
bir hazinedir. Özellikle 14 Mart Romanlar toplantısı sonrası,
Türkiye Romanları ile ilgili gelişmeler Balkanlarda büyük bir
dikkat ve ciddiyetle izlenmektedir.
Balkan
ve Avrupa coğrafyasındaki 15 milyon Romanın burada bir umut ışığı
gördüğünün müjdesini verirken en ufak bir tereddüt
hissetmiyoruz. 8 Nisan 1971 yılında Londra'da yapılan 1. Dünya
Romanlar Kongresi, dünya Romanları için ne kadar önemliyse 14
Mart 2010 tarihinde İstanbul'da yapılan, Türkiye ve dünya
Romanlarının birbirlerini tanıyıp kucaklaşma fırsatı bulduğu
Roman toplantısı da o kadar önemli olmuştur. Bu toplantının
önemi ve etkileri önümüzdeki on yıllarda çok daha iyi
anlaşılacaktır.
Durum
meydanda. Türkiye Romanlarının Balkan ve Avrupa Romanları ile
kucaklaşmasından çekinmemek gerekiyor. Elbette Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı Romanlar kimseye tabi olacak değildir. Ama
dünyanın kucaklaştığı bu çağda Romanların devekuşu gibi
kafalarını kuma gömüp dünyadan habersiz yaşaması da mümkün
olamaz. Ayaklarımızı vatan topraklarına sımsıkı bastığımız
sürece dünyaya açılmaktan korkmamalıyız.
Romanlar
Romanlar İçin Medya Roman'ı Desteklemeli
Kişisel hiçbir beklenti içerisine girmeksizin; makam, mevki ve çıkar peşinde koşmayan tüm insanlarımızı Medya Roman'a gönüllü olmaya çağırıyoruz. İşinizden gücünüzden artan kalan zamanlarda çocuklarınızın geleceği için yapabileceğiniz bir şeyler var.
-Önce
www.medyaroman.org sitesine girin. Siteye gönüllü olun.
-Mahallenizde
siteyi, sitenin amaçlarını anlatın.
-Mahallenizde,
ilçenizde ve ilinizde Romanlarla ilgili gelişmeleri bizlerle
paylaşın. Site üzerinden Türkiye ve dünya kamuoyuna ulaşın.
-Mahallenizde,
ilçenizde ve ilinizde diğer site gönüllüleri ile sohbet edin,
tartışın.
Mahallenizin,
ilçenizin ve ilinizin Romanlarla ilgili temel sorunlarını tespit
edin. Yaşadığınız bölgelerde diğer toplum kesimlerinde
Romanlar hakkında mevcut bulunan yanlış düşünceleri ortaya
çıkarın. Bunları bizlerle paylaşın.
-Mahallenizde, ilçenizde ve ilinizde Romanların düğünlerini, adetlerini ve her türlü geleneklerini bizlerle paylaşın. Düğün görüntülerini, şarkıları, bölgenizde konuşulan Roman diline ait güzellikleri sitemiz üzerinden kamuoyuna aktarın.
-Mahallenizde, ilçenizde ve ilinizde Romanların düğünlerini, adetlerini ve her türlü geleneklerini bizlerle paylaşın. Düğün görüntülerini, şarkıları, bölgenizde konuşulan Roman diline ait güzellikleri sitemiz üzerinden kamuoyuna aktarın.
Böylece
hem farklı bölgelerdeki Romanlara hem de Roman olmayan toplum
kesimlerine kültürünüzü tanıtmış hem de Romanlarla ilgili
yanlış düşüncelerin aşılmasına katkıda bulunmuş olun.
Böylece iyi hesaplanmamış kentsel dönüşüm uygulamalarından
önyargıların getirdiği acılara kadar tüm sorunları
yetkililerin ve kamuoyunun anlamasına yardımcı olun. Bunlar
bugünden yarına çözülmeyek. Ama bizler sesimizi duyurduğumuz
müddetçe her geçen gün haklılığımız biraz daha iyi
anlaşılacak, her geçen gün bizi tanımayan toplum kesimleri ile
biraz daha kaynaşacak, biraz daha kardeş olacağız.
Bizler
Medya Roman'ı kurduk ve insanlarımızın hizmetine sunduk.
İnsanlarımız da sitemize sahip çıkıp, site gönüllüleri
olarak daha geniş kesimlere ulaşmamıza katkı sunarlarsa
toplumumuza mensup kardeşlerimizin önünü kesen önyargıların
her alanda aşılması mümkün olabilir. Çağrımız gönüllülüğü
gönülden benimsemiş, insanları için bir şeyler yapmak isteyen
tüm kardeşlerimizedir.
Romanlar,
Romanlar için Medya Roman'da buluşmalı.
Yüreği kocaman Hocam; aydinlatan yüzünüz hiç solmasın
YanıtlaSil