10 Aralık 2013 Salı

Genç Çingeneler Kimleri Örnek Almalı 26/4/2007

Türkiye’de özellikle sanat alanında öteden beri Çingenelerin önemli bir ağırlığı oldu. Osmanlıdan beri bu böyledir. Ne var ki insanlarımızın Çingene kimliklerini vurgulu bir biçimde öne çıkarmaları oldukça yeni bir olgudur. Geçmişte sadece “Sanatkar” kimlikleri ile sahnelerde var olan Çingene kökenli sanatçılar günümüzde “Roman Sanatçı” kimliği ile öne çıkabiliyor. Bu ne kadar doğru ne kadar yanlış, o ayrı bir konu. Kimileri bu insanların kimliklerini ortaya koymalarını kültürel bir zenginlik kimileri de toplumsal parçalanmayı tetikleyen bir olgu olarak yorumlayabilir. Ama şu noktada bizi asıl ilgilendiren “Roman” kimliğini vurgulayarak ön plana çıkan sanatçıların Çingene toplumu üzerindeki etkisidir.

Çingeneler; ne yazık ki; demirci, elekçi, kalaycı, sepetçi, tütün, teneke, plastik işçisi ya da mühendis, doktor, avukat, akademisyen olduklarında medyanın korkunç kuşatıcı merceğine giremiyorlar. Çingeneler ancak eğlence sektörünün bir parçası olarak; müzisyen, dansöz, köçek olduklarında kendilerine ekranlarda yer ayrılmaktadır. Malum Cennet Mahallesi dizisinin “Romanları” bile müzisyendirler. Eğlence hayatının bir parçasını teşkil etmektedirler. Bu durum ister istemez sanatçı kimlikleri ile öne çıkan Çingenelerin, Çingene toplumu üzerinde önemli bir güce sahip olmasını meydana getiriyor. Farkında bile olmadan, belki de gönülsüzce Çingene toplumunun temsilcisi oluveriyorlar.

Bugün, toplumumuzun en önünde gözüken karakterler; Hüsnü Şenlendiriciler, Kibariyeler, Şakşukalardır. Bir toplumu temsil etmek her zaman zor bir iştir. Diğerleri, Çingene olmayan Türk vatandaşları; sizin üzerinizden toplumunuzu değerlendirir. Sizin kötünüz de iyiniz de sizinle sınırlı kalmaz toplumunuza mal oluverir. Daha da önemlisi siz her şeyinizle, gelecek kaygısı ve umutsuzluğun gençlik ateşini yangına çevirdiği Çingene gençler için örnek olursunuz. İyinizle kötünüzle kendinize benzetirsiniz onları. Zordur bir toplumu temsil etmek.

Acaba sanatçı kardeşlerimiz, Çingene toplumunu temsil ettiklerinin ne derece farkındalar. Bu büyük ağırlığı taşımak için yeterince hazırlıklı mı bu insanlar. Evet, gün olur bir Kibariye çıkar, “Anamı ağlattılar, Pis Çingene dediler, hiçbir zaman kimliğimden utanmadım” deyiverir. O zaman göğsümüz kabarır. İşte toplumumuzun geneline bizi güçlü, gururlu, azimli insanlar olarak tanıtabilecek ideal bir temsilci deriz. İsteriz ki genç Çingene kızları örnek alsınlar Kibariye ablalarını. Onun gibi yıkılmasınlar hayatın zorlukları karşısında. Ama gün olur bir “Ünlüler Sirki”ne Şakşuka çıkıverir. Kontrolsüz hareketleri, abartılı imajı ile komik duruma düştüğünün farkındadır; ama gücü yetmez karşı çıkmaya! Birileri bakıp bakıp gülerler ona. Onun ağzından “ağabeylerimin ablalarımın canı sağolsun” çıkar. Başka da bir şey diyemez. O zaman biz de yıkılırız. Onunla beraber biz makara oluruz cümle aleme.

Mesela bir Hüsnü Şenlendirici. Sanatını tartışmak bize düşmez. Tartışılacak bir tarafı da yoktur. Sağlam sanatçıdır. Yürek tellerimizi oynatır. Başlarda olgunluğu, bize yakışan duruşu ile çok sevmiştik onu. Hem iyi vizyondu hem de iyi bir örnek! Nedendir bilinmez, özel hayatında yaşadığı sorunlar bir anda hepimizin oturma odalarına kadar giriverdi. Medya bu! Adamı rezil de eder vezir de! Keşke toplumumuzun yetiştirdiği bu önemli sanatçı günlük hayatındaki olgun tavrını burada da gösterebilseydi. Paniğe kapıldı. Yaşadığı çalkantılar hiç yapmayacağı şeyleri yaptırdı ona. Kurnaz paparazziler üstüne atladılar bu şaşkınlık halinin. Eşini de kullandılar. Yuvası yıkıldığı için öfkelenen bir Roman kadının ağzından çıkan her kelime tekrar tekrar yayınlandı. Hem bir sanatçı hem de yaralı bir Roman kadınının nezdinde tüm Çingene toplumun onuru sarsıldı! İşte bu olmadı. Keşke böyle olmasaydı.

Dedik ya bir toplumu temsil etmek zor iştir. Sanatçı dostlarımız bulundukları konumu bir de bu açıdan değerlendirseler keşke. Sorumluluk olgunlaştırır insanı. Toplumlarına karşı olan sorumluluk duygusunu hissetmeliler, kendi vicdanlarının sesini dinlemeliler. Doğru yolu bulacaklardır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder