10 Aralık 2013 Salı

Çingeneler Neden Asimile Olmazlar?(4) 12/12/2010

Soru 2: "Başlangıçta ne olmuş olursa olsun Çingene Evrensel Milletine mensup kavimler tarihin daha sonraki dönemlerinde tarım ve hayvancılık yapmayı denediler mi? Çingenelerin Gaco toplulukları gibi tarım ve hayvancılık yapma girişimleri herhangi bir biçimde engellenmeye çalışıldı mı?"


Atalarımız temel geçim şekli olarak göçebe zanaatçılığı, Çingene Usulü Geçim Yollarını kendi istekleriyle seçmediler. Hiç şüphesiz onlara sorulsaydı, onlarda Gaco kavimleri gibi tarım ve hayvancılık yoluyla geçinmeyi tercih edeceklerdi. Buna karşılık sahip oldukları kaynakların ellerinden alınması nedeniyle Çingene Usulü Geçim Yollarını benimsemeye mecbur oldular. Tarım yapacak toprakları, geçimlerini hayvancılık yoluyla temin etmelerine imkan verecek büyük hayvan sürüleri ya hiç olmamış ya da ellerinden alınmıştı. Bu koşullarda atalarımız sepetçilik, elekçilik, kalaycılık, demircilik, müzisyenlik, tenekecilik, bakırcılık gibi zanaatların ürünlerini ya da dişçilik, halk hekimliği, şifacılık, berberlik gibi çeşitli hizmetleri Gaco kavimlerine sunarak karşılığında Gaco kavimlerinden çeşitli gıda maddeleri aldılar.

Bugün yaşadığımız pek çok temel problemin sorumluluğunu sadece atalarımızın ve bizlerin omuzlarına yüklemeyi isteyen kimi sözde bilim insanlarının yaptığımız açıklamalardan tatmin olmadıklarını biliyoruz. Yazılarımızı okuyan iyi niyetli kardeşlerimizin aklında da aşağı yukarı benzer bir sorunun olduğunun da farkındayız. Evet, atalarımız şartların zorlaması ile Çingene Usulü Geçim Yollarını benimsediler. Peki neden dolayı binlerce yıl boyunca alternatif geçim yolları aramadılar? Çok mu tembeldi atalarımız yoksa şartları zorlamaya cesaretleri mi yoktu?

Atalarımız çok cesur insanlardı. Hiç tanımadıkları köylere gider, belki dillerini bile doğru dürüst bilmedikleri insanlara zanaat ürünlerini satmaya çalışırlardı. Atalarımız fazlasıyla çalışkandı! Kovulmak, hakarete maruz kalmak ve zaman zaman şiddet görmek dahi onların azmini kırmaz; mevsimi geldiğinde çocuklarına bir parça ekmek getirebilmek için en ücra yerleşim bölgelerine giderlerdi. Kimi zaman eşek sırtında, kimi zamansa yaya... Tam da bu nedenle, Hindistan'da demiryolları kurulmadan önce dağ köylerine dahi ulaşıp onlarla ticaret yapabilen Çingene kavimleri, yeni sanayi ürünlerini buralara ulaştırdıkları için İngilizler tarafından övgüyle karşılanmışlardır. Buna karşılık demiryollarının kurulmasıyla Hindistan'ın her bölgesi artık kolaylıkla ulaşılabilir hale geldiğinde, Hindistan'daki kardeşlerimizin ataları resmen "suçlu kabileler" olarak ilan edilmişlerdir.

Cesaretleri ve çalışkanlıkları bu derece gözler önünde olmasına rağmen, atalarımız neden şartları zorlamadılar? Neden Çingene Usulü Geçim Yolları ile yetinip tarım ve hayvancılık yapmaya gayret göstermediler? Bu soru doğru bir soru değil. Zira sorunun çıkış noktası yanlıştır. Atalarımız her fırsat bulduklarında alternatif geçim yollarını denemişlerdir. Tarım, hayvancılık, avcılık ve yiyecek toplayıcılığı... Tabiatla doğrudan bağlarının koparılmadığı her yerde atalarımız içine düşülen kısır döngüyü kırmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Bu yöndeki çabalarına karşılık çoğu zaman önlerine aşılmaz engeller çıkarılmıştır. Bu engeller kimi zaman kaba güce dayanan ve resmen ilan edilmemiş engellemeler şeklinde olsa da kimi yerlerde Çingenelerin Çingene Usulü Geçim Yolları dışındaki araçlarla geçinmeleri fiilen yasak kapsamına dahi eklenebilmiştir.

***

Çingene kavimlerinin hayvancılık ve tarımla uğraşmalarına ilişkin çok sayıda örnek vermek mümkündür. Ne var ki bunlar genellikle istisnai örneklerdir. Normal şartlarda gerçekleşmesi mümkün olmayan bir dizi olayın neticesinde, tarım ve hayvancılık için gerekli kaynaklara sahip olmayı başaran atalarımız hiç tereddüt etmeden geçimlerini bu yoldan temin etmeye başlamışlardır.

Bazı bölgelerde Gaco kavimleri, coğrafyanın şartları ya da iklim özellikleri nedeniyle tek bir hayvan türünün sürülerini yetiştirmeyi kendileri için yeterli kabul etmişlerdir. Bunun nedeni iklim koşulları ve coğrafi şartlar nedeniyle diğer hayvan türlerini beslemenin yeterince verimli olmamasıdır. Arabistan coğrafyasında Bedevi Gacoları deve sürülerine sahiptirler. Çöldeki merkez otlak alanlarını ve önemli su kaynaklarını kontrolleri altında tutar hayvanlarını da bu bölgelerde otlatırlar. En güçlü ve sağlıklı deve sürülerine onlar sahiptirler. Bu durum bölgenin eski Çingenelerinden olan Hutaymlar için önemli bir fırsat yaratmıştır. Gacoların deve çobanlığı ile uğraşması sayesinde, Hutaym Çingeneleri keçi, koyun ve zayıf develerden oluşan hayvan sürüleri edinebilmiştir. Ne var ki çölün en önemli vahaları Bedevi Gacolarının kontrolünde olduğu için hayvanlarını ancak çölün çevre bölgelerinde otlatabilmektedirler.

Çingene kavimleri imkan ve fırsat bulabildiklerinde tarım yapmayı da denemişlerdir. Tokat'ın Ormancık Köyü'nde yaşayan Şadoğulları ailesi 1939 yılında yaşanan deprem nedeniyle büyük zarar görür. Bunun üzerine bölgeyi terk etmeye karar verirler. Topraklarını oldukça ucuza demircilikle geçinen turani asıllı göçebe zanaatçı bir kavim olan Geygellere satarlar. O tarihten itibaren Geygel demircileri bölgede tarımla uğraşmaya başlarlar. Anadolu'nun pek çok coğrafyasında tarımla uğraşılan toprakların değerlerini yitirmesi, verimsizleşmesi veya doğal afetler gibi nedenlerle boşalması sonucunda buralara yerleşen Çingene kavimlerinin küçük çaplı tarım yapmaya başladığı yerleşim bölgelerine rastlanabilir.

19. yy'ın başında Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılması sürecinde yaşanan nüfus hareketleri çoğu tarımcı Gaco kavminin topraklarını boşaltarak başka coğrafyalara göç etmesine neden olmuştur. Buralara yerleşen Çingene kavimleri tarımla uğraşmaya başlamışlardır. Özellikle Kuzey Doğu Anadolu'da tarımla uğraşan toplumların arasında ataları elekçilikle geçimlerini temin etmiş olan çok sayıda Çingene kavminin olduğunu biliyoruz.

Atalarımız her dönemde, karşılarına her imkan çıktığında Çingene Usulü Geçim Yolları dışındaki alternatif yollardan geçimlerini temin etmeye gayret göstermişlerdir. Bu konuda dünyanın farklı coğrafyalarından sayısız örnek verme imkanına sahibiz. Buna karşılık bu hiç de kolay değildir. Her şeyden önce Gaco kavimleri toprak ve evcil hayvan sürülerini büyük ölçüde aralarında paylaşmışlardır. Herhangi bir coğrafyada herhangi bir dönemde en değerli tarım arazileri, en değerli hayvan sürüleri Gaco kavimlerinin elindedir. Hatta Gaco kavimleri bu hayvan sürüleri ve araziler için birbirleriyle savaşmaktadır.

Atalarımız esas itibarı ile hep barışçı toplumlar olmuşlardır. Nüfuslarının Gaco kavimlerine kıyasla az olması ve sahip oldukları barışçı kültür onların dünya malı için yapılan bu savaşların içinde olmasını engellemiştir. Tarım ve hayvancılık için gerekli doğal kaynaklar Gaco kavimleri tarafından paylaşılmış olduğu için atalarımız ancak onların boşaltmak zorunda kaldığı veya çeşitli nedenlerden dolayı tercih etmedikleri doğal kaynakları kullanabilmişlerdir. Bu durum fiili olarak atalarımızın Çingene Usulü Geçim Yolları dışındaki alanlara yönelmesini her dönemde zorlaştırmıştır. Sonuç itibarı ile sanayi öncesi dönemde Çingene Usulü Geçim Yolları'nın dışındaki ekonomik faaliyetlerden geçimlerini temin eden Çingeneler hep küçük bir azınlık olarak kalmışlardır.

***

Günümüzde dahi kimi coğrafyalarda, Çingenelerin tarım ve hayvancılıkla uğraşmaları o coğrafyalarda hakim ve güçlü konumdaki kişiler tarafından yasaklanmıştır. Bu yasaklar nedeniyle Çingenelerin alternatif geçim yolları bulabilmeleri neredeyse imkansız hale gelmektedir.

Büyük çoban Gaco aşiretler tarafından yönetilen bir kabile demokrasisi olan Somali'de Çingene kavimlerinin tarım ve hayvancılıkla uğraşmaları fiilen yasaklanmıştır. Ayrıca Çingenelerin siyasetle uğraşmalarına da tepki gösterilmektedir. Pek çok Çingene kavmi adeta sadece geleneksel mesleklerini yapmaya mahkum edilmişlerdir. Afrika'nın Sahel bölgesinde yaşayan Wolof Gacoları, Neeno Çingenelerin toprak sahibi olmalarını ve tarım yapmalarını engellemektedirler. Neeno Çingeneleri, Wolof kanunlarına göre politik ve askeri hiçbir etkinliğe dahil olamazlar. Ne ilginçtir ki Wolof toplumunda savaşçı ve ev kölelerinin dahi toprak sahibi olma hakkı vardır. Afrika'da pek çok Çingene kavmi bu ve benzeri yasaklamalarla karşı karşıya kalmaktadır.

Tarihin çeşitli dönemlerinde Çingene kavimlerine benzeri bazı yasaklamaların getirildiği kaynaklardan izlenebilmektedir. İlginç bir biçimde Orta Çağ Anadolu'sunda Çingenelerin at sahibi olmalarına yasaklama getirilmiştir. Bu yasağın gerekçesi at sahibi olan Çingenelerin eşkiyalık yapmaları olarak gösterilmiştir. Aslında bu noktada ilginç olan "eşkiyalık" ya da "yağma" olarak adlandırılan faaliyetlerin pek çok çoban Gaco kabilesinin geçim yolları arasında yer alıyor oluşudur. Hatta yağmanın paylaşılması dahi "Ganimet paylaşımı" adı altında kabile kültürü çerçevesinde şarta bağlanmıştır. Bu kabilelerin arasında da at sahipliğinin getirdiği hızlı hareket avantajını kullanarak yağma yapanların varlığı çeşitli olaylardan anlaşılabilmektedir. Buna karşılık herhangi bir dönemde at sahipliğinin Gaco kabilelerine yasaklandığına ilişkin herhangi bir bilgi elimizde bulunmamaktadır.

Çingene kavimlerinin farklı geçim yollarına sahip olmalarının fiilen yasaklanmasına ilişkin herhalde en canlı örnek kast sistemidir. Hindistan ve Güneydoğu Asya'nın çeşitli coğrafyalarında yaygın olan kast sistemi aslında her bir kastın kendine ait belli bazı uzmanlık alanları olmasının önemine işaret eder. Bu sistemde Çingene Usulü Geçim Yolları kapsamında yer alan pek çok meslek en alt kastlara ya da kast dışı olarak kabul edilen Dalit toplumuna layık görülmüştür. Kast sistemine göre kişi doğduğu kastı değiştiremez. Ait olduğu kastın yükümlülüklerinden kurtulabilmek için bir daha dünyaya bir başka kastın mensubu olarak gelmeyi beklemesi gerekmektedir. Bu haliyle kast sistemi çok büyük bir coğrafyada atalarımızı Çingene Usulü Geçim Yollarına mahkum eden mekanizmalardan biri olarak görülmektedir.

***

Mesele gayet açıktır. Bugünkü sorunlarımızın temelinde binlerce yıl geçimimizi çok zor bir yoldan sağlamaya mahkum edilmiş oluşumuz yatmaktadır. Bu cendereyi kırmak için atalarımız tarafından hemen her yol denenmiş olmasına rağmen dünyanın dört bir yanında karşımıza engeller çıkarılmıştır. Atalarımız büyük bir zorlamanın mağduru olmuşlar ve sonuç olarak bu mağduriyeti bize miras bırakmışlardır. Bu şartlar altında biz Çingenelerin, insanlık tarihinin en büyük kurbanlarından biri olduğumuzu söylemek herhalde abartılı bir ifade olmayacaktır.

Kamuoyunun önünde Çingenelerin neden bir türlü entegre olamadığını, kapalı kapılar ardında ise Çingenelerin neden bir türlü asimile edilemediğini sorgulayanların anlaması gereken nokta, Çingene kavimleri ile Gaco kavimleri arasında bugün karşımıza çıkan yabancılığın ve farklılığın Çingenelerin kendi seçimleri ile alakalı olmadığıdır. Binlerce yıl süren mağduriyetin neticesinde özünde insanlığın iki öz kardeşi olan Gaco ve Çingene arasında böylesine derin bir farklılık meydana gelmiştir. Bu derin farklılığın bir anda ortadan kaldırılması ise mümkün değildir.

Şu ana kadar Çingene ve Gaco kavimleri arasındaki farklılığın sanayi öncesi dönemde hangi ekonomik nedenlerle bağlantılı olarak ortaya çıktığını açıklamaya çalıştık. Önümüzdeki hafta ise sanayi sonrası dönemde yaşananları tartışacağız. Sanayinin gelişmesi ile birlikte geleneksel mesleklerin ortadan kalkmasına rağmen Çingene kavimleri ile Gaco kavimleri arasındaki derin ayrılıkların neden bir türlü kaynaşmaya dönüşmediğini sorgulayacağız. Kimi geleneksel mesleklerin ortadan kalkmasına rağmen Çingene Usulü Geçim Yollarının şekil değiştirerek nasıl ayakta kaldığını merak eden okuyucularımıza önümüzdeki hafta yayınlayacağımız yazımızı şiddetle tavsiye ediyoruz.
***
Hepinize şen bir hafta diliyorum. Neşeniz bol keyfiniz gıcır olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder