Soru
2: "Başlangıçta ne olmuş olursa olsun Çingene Evrensel
Milletine mensup kavimler tarihin daha sonraki dönemlerinde tarım
ve hayvancılık yapmayı denediler mi? Çingenelerin Gaco
toplulukları gibi tarım ve hayvancılık yapma girişimleri
herhangi bir biçimde engellenmeye çalışıldı mı?"
Atalarımız
temel geçim şekli olarak göçebe zanaatçılığı, Çingene Usulü
Geçim Yollarını kendi istekleriyle seçmediler. Hiç şüphesiz
onlara sorulsaydı, onlarda Gaco kavimleri gibi tarım ve hayvancılık
yoluyla geçinmeyi tercih edeceklerdi. Buna karşılık sahip
oldukları kaynakların ellerinden alınması nedeniyle Çingene
Usulü Geçim Yollarını benimsemeye mecbur oldular. Tarım yapacak
toprakları, geçimlerini hayvancılık yoluyla temin etmelerine
imkan verecek büyük hayvan sürüleri ya hiç olmamış ya da
ellerinden alınmıştı. Bu koşullarda atalarımız sepetçilik,
elekçilik, kalaycılık, demircilik, müzisyenlik, tenekecilik,
bakırcılık gibi zanaatların ürünlerini ya da dişçilik, halk
hekimliği, şifacılık, berberlik gibi çeşitli hizmetleri Gaco
kavimlerine sunarak karşılığında Gaco kavimlerinden çeşitli
gıda maddeleri aldılar.
Bugün
yaşadığımız pek çok temel problemin sorumluluğunu sadece
atalarımızın ve bizlerin omuzlarına yüklemeyi isteyen kimi sözde
bilim insanlarının yaptığımız açıklamalardan tatmin
olmadıklarını biliyoruz. Yazılarımızı okuyan iyi niyetli
kardeşlerimizin aklında da aşağı yukarı benzer bir sorunun
olduğunun da farkındayız. Evet, atalarımız şartların zorlaması
ile Çingene Usulü Geçim Yollarını benimsediler. Peki neden
dolayı binlerce yıl boyunca alternatif geçim yolları aramadılar?
Çok mu tembeldi atalarımız yoksa şartları zorlamaya cesaretleri
mi yoktu?
Atalarımız
çok cesur insanlardı. Hiç tanımadıkları köylere gider, belki
dillerini bile doğru dürüst bilmedikleri insanlara zanaat
ürünlerini satmaya çalışırlardı. Atalarımız fazlasıyla
çalışkandı! Kovulmak, hakarete maruz kalmak ve zaman zaman şiddet
görmek dahi onların azmini kırmaz; mevsimi geldiğinde çocuklarına
bir parça ekmek getirebilmek için en ücra yerleşim bölgelerine
giderlerdi. Kimi zaman eşek sırtında, kimi zamansa yaya... Tam da
bu nedenle, Hindistan'da demiryolları kurulmadan önce dağ
köylerine dahi ulaşıp onlarla ticaret yapabilen Çingene
kavimleri, yeni sanayi ürünlerini buralara ulaştırdıkları için
İngilizler tarafından övgüyle karşılanmışlardır. Buna
karşılık demiryollarının kurulmasıyla Hindistan'ın her bölgesi
artık kolaylıkla ulaşılabilir hale geldiğinde, Hindistan'daki
kardeşlerimizin ataları resmen "suçlu kabileler" olarak
ilan edilmişlerdir.
Cesaretleri
ve çalışkanlıkları bu derece gözler önünde olmasına rağmen,
atalarımız neden şartları zorlamadılar? Neden Çingene Usulü
Geçim Yolları ile yetinip tarım ve hayvancılık yapmaya gayret
göstermediler? Bu soru doğru bir soru değil. Zira sorunun çıkış
noktası yanlıştır. Atalarımız her fırsat bulduklarında
alternatif geçim yollarını denemişlerdir. Tarım, hayvancılık,
avcılık ve yiyecek toplayıcılığı... Tabiatla doğrudan
bağlarının koparılmadığı her yerde atalarımız içine düşülen
kısır döngüyü kırmak için ellerinden geleni yapmışlardır.
Bu yöndeki çabalarına karşılık çoğu zaman önlerine aşılmaz
engeller çıkarılmıştır. Bu engeller kimi zaman kaba güce
dayanan ve resmen ilan edilmemiş engellemeler şeklinde olsa da kimi
yerlerde Çingenelerin Çingene Usulü Geçim Yolları dışındaki
araçlarla geçinmeleri fiilen yasak kapsamına dahi eklenebilmiştir.
***
Çingene
kavimlerinin hayvancılık ve tarımla uğraşmalarına ilişkin çok
sayıda örnek vermek mümkündür. Ne var ki bunlar genellikle
istisnai örneklerdir. Normal şartlarda gerçekleşmesi mümkün
olmayan bir dizi olayın neticesinde, tarım ve hayvancılık için
gerekli kaynaklara sahip olmayı başaran atalarımız hiç tereddüt
etmeden geçimlerini bu yoldan temin etmeye başlamışlardır.
Bazı
bölgelerde Gaco kavimleri, coğrafyanın şartları ya da iklim
özellikleri nedeniyle tek bir hayvan türünün sürülerini
yetiştirmeyi kendileri için yeterli kabul etmişlerdir. Bunun
nedeni iklim koşulları ve coğrafi şartlar nedeniyle diğer hayvan
türlerini beslemenin yeterince verimli olmamasıdır. Arabistan
coğrafyasında Bedevi Gacoları deve sürülerine sahiptirler.
Çöldeki merkez otlak alanlarını ve önemli su kaynaklarını
kontrolleri altında tutar hayvanlarını da bu bölgelerde
otlatırlar. En güçlü ve sağlıklı deve sürülerine onlar
sahiptirler. Bu durum bölgenin eski Çingenelerinden olan Hutaymlar
için önemli bir fırsat yaratmıştır. Gacoların deve çobanlığı
ile uğraşması sayesinde, Hutaym Çingeneleri keçi, koyun ve zayıf
develerden oluşan hayvan sürüleri edinebilmiştir. Ne var ki çölün
en önemli vahaları Bedevi Gacolarının kontrolünde olduğu için
hayvanlarını ancak çölün çevre bölgelerinde
otlatabilmektedirler.
Çingene
kavimleri imkan ve fırsat bulabildiklerinde tarım yapmayı da
denemişlerdir. Tokat'ın Ormancık Köyü'nde yaşayan Şadoğulları
ailesi 1939 yılında yaşanan deprem nedeniyle büyük zarar görür.
Bunun üzerine bölgeyi terk etmeye karar verirler. Topraklarını
oldukça ucuza demircilikle geçinen turani asıllı göçebe
zanaatçı bir kavim olan Geygellere satarlar. O tarihten itibaren
Geygel demircileri bölgede tarımla uğraşmaya başlarlar.
Anadolu'nun pek çok coğrafyasında tarımla uğraşılan
toprakların değerlerini yitirmesi, verimsizleşmesi veya doğal
afetler gibi nedenlerle boşalması sonucunda buralara yerleşen
Çingene kavimlerinin küçük çaplı tarım yapmaya başladığı
yerleşim bölgelerine rastlanabilir.
19.
yy'ın başında Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılması sürecinde
yaşanan nüfus hareketleri çoğu tarımcı Gaco kavminin
topraklarını boşaltarak başka coğrafyalara göç etmesine neden
olmuştur. Buralara yerleşen Çingene kavimleri tarımla uğraşmaya
başlamışlardır. Özellikle Kuzey Doğu Anadolu'da tarımla
uğraşan toplumların arasında ataları elekçilikle geçimlerini
temin etmiş olan çok sayıda Çingene kavminin olduğunu biliyoruz.
Atalarımız
her dönemde, karşılarına her imkan çıktığında Çingene Usulü
Geçim Yolları dışındaki alternatif yollardan geçimlerini temin
etmeye gayret göstermişlerdir. Bu konuda dünyanın farklı
coğrafyalarından sayısız örnek verme imkanına sahibiz. Buna
karşılık bu hiç de kolay değildir. Her şeyden önce Gaco
kavimleri toprak ve evcil hayvan sürülerini büyük ölçüde
aralarında paylaşmışlardır. Herhangi bir coğrafyada herhangi
bir dönemde en değerli tarım arazileri, en değerli hayvan
sürüleri Gaco kavimlerinin elindedir. Hatta Gaco kavimleri bu
hayvan sürüleri ve araziler için birbirleriyle savaşmaktadır.
Atalarımız
esas itibarı ile hep barışçı toplumlar olmuşlardır.
Nüfuslarının Gaco kavimlerine kıyasla az olması ve sahip
oldukları barışçı kültür onların dünya malı için yapılan
bu savaşların içinde olmasını engellemiştir. Tarım ve
hayvancılık için gerekli doğal kaynaklar Gaco kavimleri
tarafından paylaşılmış olduğu için atalarımız ancak onların
boşaltmak zorunda kaldığı veya çeşitli nedenlerden dolayı
tercih etmedikleri doğal kaynakları kullanabilmişlerdir. Bu durum
fiili olarak atalarımızın Çingene Usulü Geçim Yolları
dışındaki alanlara yönelmesini her dönemde zorlaştırmıştır.
Sonuç itibarı ile sanayi öncesi dönemde Çingene Usulü Geçim
Yolları'nın dışındaki ekonomik faaliyetlerden geçimlerini temin
eden Çingeneler hep küçük bir azınlık olarak kalmışlardır.
***
Günümüzde
dahi kimi coğrafyalarda, Çingenelerin tarım ve hayvancılıkla
uğraşmaları o coğrafyalarda hakim ve güçlü konumdaki kişiler
tarafından yasaklanmıştır. Bu yasaklar nedeniyle Çingenelerin
alternatif geçim yolları bulabilmeleri neredeyse imkansız hale
gelmektedir.
Büyük
çoban Gaco aşiretler tarafından yönetilen bir kabile demokrasisi
olan Somali'de Çingene kavimlerinin tarım ve hayvancılıkla
uğraşmaları fiilen yasaklanmıştır. Ayrıca Çingenelerin
siyasetle uğraşmalarına da tepki gösterilmektedir. Pek çok
Çingene kavmi adeta sadece geleneksel mesleklerini yapmaya mahkum
edilmişlerdir. Afrika'nın Sahel bölgesinde yaşayan Wolof
Gacoları, Neeno Çingenelerin toprak sahibi olmalarını ve tarım
yapmalarını engellemektedirler. Neeno Çingeneleri, Wolof
kanunlarına göre politik ve askeri hiçbir etkinliğe dahil
olamazlar. Ne ilginçtir ki Wolof toplumunda savaşçı ve ev
kölelerinin dahi toprak sahibi olma hakkı vardır. Afrika'da pek
çok Çingene kavmi bu ve benzeri yasaklamalarla karşı karşıya
kalmaktadır.
Tarihin
çeşitli dönemlerinde Çingene kavimlerine benzeri bazı
yasaklamaların getirildiği kaynaklardan izlenebilmektedir. İlginç
bir biçimde Orta Çağ Anadolu'sunda Çingenelerin at sahibi
olmalarına yasaklama getirilmiştir. Bu yasağın gerekçesi at
sahibi olan Çingenelerin eşkiyalık yapmaları olarak
gösterilmiştir. Aslında bu noktada ilginç olan "eşkiyalık"
ya da "yağma" olarak adlandırılan faaliyetlerin pek çok
çoban Gaco kabilesinin geçim yolları arasında yer alıyor
oluşudur. Hatta yağmanın paylaşılması dahi "Ganimet
paylaşımı" adı altında kabile kültürü çerçevesinde
şarta bağlanmıştır. Bu kabilelerin arasında da at sahipliğinin
getirdiği hızlı hareket avantajını kullanarak yağma yapanların
varlığı çeşitli olaylardan anlaşılabilmektedir. Buna karşılık
herhangi bir dönemde at sahipliğinin Gaco kabilelerine
yasaklandığına ilişkin herhangi bir bilgi elimizde
bulunmamaktadır.
Çingene
kavimlerinin farklı geçim yollarına sahip olmalarının fiilen
yasaklanmasına ilişkin herhalde en canlı örnek kast sistemidir.
Hindistan ve Güneydoğu Asya'nın çeşitli coğrafyalarında yaygın
olan kast sistemi aslında her bir kastın kendine ait belli bazı
uzmanlık alanları olmasının önemine işaret eder. Bu sistemde
Çingene Usulü Geçim Yolları kapsamında yer alan pek çok meslek
en alt kastlara ya da kast dışı olarak kabul edilen Dalit
toplumuna layık görülmüştür. Kast sistemine göre kişi doğduğu
kastı değiştiremez. Ait olduğu kastın yükümlülüklerinden
kurtulabilmek için bir daha dünyaya bir başka kastın mensubu
olarak gelmeyi beklemesi gerekmektedir. Bu haliyle kast sistemi çok
büyük bir coğrafyada atalarımızı Çingene Usulü Geçim
Yollarına mahkum eden mekanizmalardan biri olarak görülmektedir.
***
Mesele
gayet açıktır. Bugünkü sorunlarımızın temelinde binlerce yıl
geçimimizi çok zor bir yoldan sağlamaya mahkum edilmiş oluşumuz
yatmaktadır. Bu cendereyi kırmak için atalarımız tarafından
hemen her yol denenmiş olmasına rağmen dünyanın dört bir
yanında karşımıza engeller çıkarılmıştır. Atalarımız
büyük bir zorlamanın mağduru olmuşlar ve sonuç olarak bu
mağduriyeti bize miras bırakmışlardır. Bu şartlar altında biz
Çingenelerin, insanlık tarihinin en büyük kurbanlarından biri
olduğumuzu söylemek herhalde abartılı bir ifade olmayacaktır.
Kamuoyunun
önünde Çingenelerin neden bir türlü entegre olamadığını,
kapalı kapılar ardında ise Çingenelerin neden bir türlü asimile
edilemediğini sorgulayanların anlaması gereken nokta, Çingene
kavimleri ile Gaco kavimleri arasında bugün karşımıza çıkan
yabancılığın ve farklılığın Çingenelerin kendi seçimleri
ile alakalı olmadığıdır. Binlerce yıl süren mağduriyetin
neticesinde özünde insanlığın iki öz kardeşi olan Gaco ve
Çingene arasında böylesine derin bir farklılık meydana
gelmiştir. Bu derin farklılığın bir anda ortadan kaldırılması
ise mümkün değildir.
Şu
ana kadar Çingene ve Gaco kavimleri arasındaki farklılığın
sanayi öncesi dönemde hangi ekonomik nedenlerle bağlantılı
olarak ortaya çıktığını açıklamaya çalıştık. Önümüzdeki
hafta ise sanayi sonrası dönemde yaşananları tartışacağız.
Sanayinin gelişmesi ile birlikte geleneksel mesleklerin ortadan
kalkmasına rağmen Çingene kavimleri ile Gaco kavimleri arasındaki
derin ayrılıkların neden bir türlü kaynaşmaya dönüşmediğini
sorgulayacağız. Kimi geleneksel mesleklerin ortadan kalkmasına
rağmen Çingene Usulü Geçim Yollarının şekil değiştirerek
nasıl ayakta kaldığını merak eden okuyucularımıza önümüzdeki
hafta yayınlayacağımız yazımızı şiddetle tavsiye ediyoruz.
***
Hepinize
şen bir hafta diliyorum. Neşeniz bol keyfiniz gıcır olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder