Geçtiğimiz
haftalarda iki önemli bilim insanı ile sitemiz için ropörtajlar
yaptık. Kendisiyle görüştüğümüz dilbilimci Yaron Matras aynı
zamanda Manchester Üniversitesi'nde Romanesin farklı lehçelerinden
yapılan derlemelerin online olarak yayınlandığı bir çalışmanın
içerisinde yer alıyor. Matras Romanesin yanı sıra başta Domani
olmak üzere çeşitli Çingene dilleriyle ilgili çok çeşitli
çalışmalara sahip. Judith Okely ise İngiliz Çingeneleri arasında
gerçekleştirdiği uzun saha çalışmaları sonucunda yazdığı
-Göçebe Çingeneler- isimli kitabıyla önemli tartışmalar
yaratmış. 19. yy'dan beri yaygın olarak kabul edilen Hindistan'dan
göç teorisine antropolojik bir bakışla eleştiriler yöneltmiş.
Okely'nin eleştirileri ile birlikte Çingene çalışmaları
alanında yeni bir düşünce ekolü gelişmeye başlamış.
Bu
hafta ve önümüzdeki hafta yayınlayacağımız gündem
yazılarımızda sözkonusu röportajlarda dile getirilen görüşleri
değerlendirmeye çalışacağız. Bu hafta ilk olarak Matras'ın
ropörtajda dile getirdiği yaklaşımları değerlendirerek
tartışmaya başlıyoruz.
***
Yaron
Matras ropörtajında gizli diller kavramını açıkladı ve gizli
dillerin nasıl geliştiklerini değerlendirdi. Birbirleriyle dışa
kapalı özel iletişim kuran gruplarda çeşitli şekillerde gizli
diller geliştiriliyor. Matras gizli dillerin, özel iletişim kuran
grubun yaşadığı toplumda konuşulan dilin kelimelerinin
anlamlarının değiştirilmesi, bu kelimelere hece eklenerek veya
sözkonusu kelimelerin bazı sesleri değiştirilerek yabancıların
anlamayamacağı bir hale getirilmesi, yabancı dillerden alınan
kelimelerin dile eklenmesi gibi tekniklerle geliştirildiklerini
ifade etti. Sözkonusu gizli dilleri kullanan topluluklardan biri de
hiç şüphesiz Çingene kavimleri.
Matras
ropörtajında özellikle göçebe zanaatçılık döneminde gizli
dillerin Çingene kavimleri için çok önemli bir işlevi olduğunu
ifade ediyor. Atalarımız bilindiği gibi ürettikleri çeşitli
zanaat ürünlerini satmak için çoban göçebe ya da yerleşik
tarımcı toplulukların yaşadıkları bölgelere giderlerdi. Böyle
zamanlarda komşu Gaco topluluğunun anlayamayacağı özel sohbetler
yapılması gerektiğinde devreye gizli diller girerdi. Kimi zaman
pazarlığın nereye kadar devam ettirilmesi kimi zamansa ortaya
çıkan bir tehlikenin varlığında oradan uzaklaşılması
gerektiği hep gizli diller kullanılarak aktarılırdı. Matras
meselenin bu boyutunu vurgulayarak gizli dilin sosyal bir ihtiyaca
karşılık geldiğini ifade ediyor.
Matras'a
ropörtaj sırasında Romanes'in sözkonusu gizli diller arasındaki
konumunu sorduk. Bize Romanes'in gizli dillerle kıyaslanamayacağını,
bağımsız bir dil olduğunu ifade etti. Romanes sözkonusu
olduğunda bir dilin çeşitli şekillerde değiştirilerek gizli
dile dönüştürülmesi durumunun değil başka bir coğrafyadan göç
etmiş bir topluluğun eski dilini konuşmaya devam etmesinin söz
konusu olduğunu belirtti. Matras burada dilbilimsel bir
karşılaştırma yapmaktadır. Yaptığı karşılaştırma
sonucunda vardığı sonuçlara aynen katılıyoruz. Romanes, bugün
bu dilin konuşulduğu Avrupa coğrafyasındaki herhangi bir dilden
çeşitli tekniklerle geliştirilmiş bir gizli dil değildir.
Gizli
dil dikkat edilirse son derece teknik bir kavram. Belli tekniklerle
oluşturulmuş grup içi iletişimi sağlayan diller gizli dil olarak
tanımlanmaktadır. Bizim açımızdan konunun daha iyi
anlaşılabilmesi için Donald Kenrick tarafından kullanılan
"Çingene Dilleri" kavramını kullanmanın daha doğru
olacağını düşünüyoruz. Kenrick burada Çingene kavramını
bizim de kullandığımız şekliyle en geniş anlamında bütün
göçebe zanaatçı kavimleri kapsayacak biçimde kullanıyordu.
Çingene dilleri ile de kast ettiği Abdoltili, Domca, Lomca, Geygel
dili, Lugha vs gibi dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan göçebe
zanaatçı toplumların dilleriydi.
Çingene
dillerinin gelişim süreçlerinin dilbilim tarafından incelenmesi
ayrı bir konudur. Ama bunların hepsinde ortak olan bir sosyal
ihtiyacın karşılanmasıdır. Evet, Romanes pek çok Çingene dili
ile kıyaslanamayacak ölçüde konuşulduğu bölgedeki diğer
dillerden bağımsız bir yapı teşkil etmektedir. Bunun en önemli
sebebi Romanesin bünyesinde barındırdığı Hint dillerinden
kaynaklanan sözcük ve gramer özellikleridir. Buna karşılık
Romanes de diğer Çingene dilleri gibi bir sosyal ihtiyacın
karşılanması için kullanılmış mıdır? Kullanılmıştır.
Sepetçi, kalaycı, elekçi ve demirci Roman Çingeneleri zanaat
ürünleri satışı veya başka gerekçelerle Gacolarla karşı
karşıya kaldıklarında özel iletişim için Romanesten istifade
etmişlerdir. Hatta kimi Roman gruplarında günlük grup için
iletişim çoğunluğun dili ile yapılmaktayken Romanes gizli
iletişim amacıyla kullanılabilmektedir. Ancak gizli konuşma
ihtiyacı ortaya çıktığında Romanes kullanılmaktadır. Bu
çerçevede Romanes ile diğer Çingene dilleri arasına kalın bir
ayrım çizgisi çizmenin doğru olmadığına inanıyoruz. Ortaya
çıkma şekilleri dilbilim açısından farklı olsa da Çingene
dillerinin sosyal işlevi büyük ölçüde birbirlerine
benzemektedir.
***
Ropörtaj
sırasında Matras'a sitemizin temel bir yaklaşımını ifade ettik.
Bizler Çingeneyiz.org ailesi olarak sadece Romanları değil, tüm
Çingene gruplarını ortak bir biçimde temsil etmenin gerekliliğine
inanıyoruz. Bu noktada en temel gerekçemiz tüm grupların göçebe
zanaatçı ataların çocukları olmaları ve günümüzde aynı
nedenden kaynaklanan benzer sorunları yaşamalarıdır. Benzer
dertleri yaşayan benzer toplulukların birlik olduklarında
sorunlarını daha net bir biçimde dile getirebileceklerine,
kendilerini daha iyi anlatabileceklerini inanıyoruz. İlk günde
beri sitemizi; Romanların, Abdalların, Lomların, Elekçilerin,
Domların, Mıtriplerin, Rudarilerin, Yenichelerin ve Paveelerin
ortak sitesi olarak tanımlama sebebimiz budur.
Matras
bizim yaklaşımımızın iki açıdan değerlendirilebileceğini
söyledi. Kendi görüşü çerçevesinde Romanların ve diğer
Çingene kavimlerinin kültürel bir ortaklığının bulunmadığını,
bunların aynılaştırılamayacağını belirtti. Matras'ın bu
noktadaki itirazı aslında Avrupa genelinde kendi bağımsız
kültürel kimliklerini vurgulayan Paveelerin, Yenichelerin veya
bizim ülkemizde karşılıklarıyla Abdalların, Poşaların ya da
Lomların farklılıklarının yok sayılmasınaydı. Kimi zaman
Türkiye'de dahi bu grupları Romanlarla tamamen aynı kabul eden
eğilimleri gördüğümüz için Matras'ı anlamakta zorluk
çekmedik. Diğer taraftan Matras söz konusu toplulukların birlikte
olmak, kendilerini bir çatı altında ifade etmek istemeleri halinde
bunu yapmalarının en doğal hakları olduğunu; kimsenin de bu
durumda siz farklı kültürlerden geliyorsunuz gerekçesiyle onlara
karşı çıkamayacağını ifade etti.
Ropörtajda
da vurguladığımız üzere biz Çingeneyiz.org ailesi olarak hiçbir
zaman Abdalların, Romanların, Poşaların, Lomların, Elekçilerin,
Domların ve diğerlerinin birbirleriyle tamamen aynı olduklarını
iddia etmedik. Aksine bizim açımızdan her ne şekilde gelişmiş
olursa olsun, nasıl Romanes korunması gereken bir zenginliğimizse,
diğer Çingene dilleri de; Lomca da, Domca da, Geygel dili de aynı
şekilde korunması gereken bir zenginliktir. Her bir Çingene
kavminin dili de, kültürü de, tarihi de hem dünya Çingenelerinin
hem de insanlığın evrensel kültürün vazgeçilmez bir unsurudur.
Hiçbir Çingene kavminin kendi özgünlüğünü inkar etmiyoruz!
Diğer
taraftan Çingene kavimlerinin arasında farklılıklar kadar
ortaklıklar da önemlidir. Her şeyden önce Çingene kavimleri
göçebe zanaatçı ataların çocuklarıdır. Gaco kavimlerinin
ataları göçebe çobanlık ve yerleşik tarımcılık ile
uğraşırlarken bizim atalarımız çeşitli zanaat ve hizmetleri
kabile mesleği olarak benimsemişlerdir. Çoğu zaman Çingene
kavimlerinin grup kimlikleri bu mesleklerin etrafında oluşmuşlardı.
Çeşitli sebeplerle geleneksel mesleklerini kaybeden Çingene
kavimleri yeni meslekler bulmuş ve grup kimliklerini bu kez de bu
yeni mesleğin etrafında örmüşlerdi. 1960'lara kadar sepetçilik
yapan bir grup Roman Çingenesi mesleğin işlevsizleşmesiyle birlik
İstanbul'un meşhur seyyar çiçekçilerine dönüşmüşlerdir.
Günümüzde bu grubu tanımlayan en belirgin nokta halen
meslekleridir. Hem Gacolar arasında hem de diğer Çingene kavimleri
arasında meslekleri ile bilinmektedirler. Benzer örnekleri
çoğaltmak mümkündür.
Binlerce
yıl süren göçebe zanaatçı yaşam biçimi içerisinde farklı
dilleri konuşan ve farklı kökenlerden gelen Çingene kavimleri
arasında gözle görülür ortaklaşmalar meydana gelmiştir.
Nitekim aynı mahallede yaşamaya başlayan farklı kökenlerden
gelen Çingene kavimlerinin kısa zamanda kaynaşabildiğini gösteren
sayısız örnek mevcuttur. Bu birleşebilme ve ortaklaşabilme
potansiyeline atfen "Çingenelerin Kitabı" isimli
çalışmamızda Çingeneleri evrensel millet olarak tanımlamıştık.
Yaron
Matras ropörtajı pek çok açıdan öğretici oldu. Hem yeni
bilgiler edindik hem de kendi pozisyonumuzu sınama imkanına sahip
olduk. Aslında sohbemizin daha uzun tutulması yararlı olabilirdi.
Zira konuşulacak çok konu var. Örneğin dilbilimsel açıdan Domca
ile Romanes'in karşılaştırılması ya da Donald Kenrick sayesinde
haberdar olduğumuz Orta Doğu'nun kayıp Çingene kavmi Banu
Sassanların dili Lugha hakkında daha pek çok soru sorulabilirdi.
Bu soruları şimdilik ertelemekle beraber Çingene dilleri ile
ilgili araştırmalarımızın devam edeceğini belirtelim. Ayrıca
Matras'ın çalışmalarından bundan sonra da sitemizin
izleyicilerini haberdar edeceğiz.
***
Önümüzdeki
hafta yayınlanacak gündem yazımızda Okely ropörtajını ve
ropörtajın ötesinde başta -Göçebe Çingeneler- olmak üzere
çeşitli çalışmalarında Okely tarafından ortaya atılan
düşünceleri tartışacağız.
Hepinize
şen bir hafta diliyorum. Neşeniz bol, keyfiniz gıcır olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder