10 Aralık 2013 Salı

Her Yönüyle Çingene Olmak (1) 26/09/2010

Geçtiğimiz haftalarda iki önemli bilim insanı ile sitemiz için ropörtajlar yaptık. Kendisiyle görüştüğümüz dilbilimci Yaron Matras aynı zamanda Manchester Üniversitesi'nde Romanesin farklı lehçelerinden yapılan derlemelerin online olarak yayınlandığı bir çalışmanın içerisinde yer alıyor. Matras Romanesin yanı sıra başta Domani olmak üzere çeşitli Çingene dilleriyle ilgili çok çeşitli çalışmalara sahip. Judith Okely ise İngiliz Çingeneleri arasında gerçekleştirdiği uzun saha çalışmaları sonucunda yazdığı -Göçebe Çingeneler- isimli kitabıyla önemli tartışmalar yaratmış. 19. yy'dan beri yaygın olarak kabul edilen Hindistan'dan göç teorisine antropolojik bir bakışla eleştiriler yöneltmiş. Okely'nin eleştirileri ile birlikte Çingene çalışmaları alanında yeni bir düşünce ekolü gelişmeye başlamış.

Bu hafta ve önümüzdeki hafta yayınlayacağımız gündem yazılarımızda sözkonusu röportajlarda dile getirilen görüşleri değerlendirmeye çalışacağız. Bu hafta ilk olarak Matras'ın ropörtajda dile getirdiği yaklaşımları değerlendirerek tartışmaya başlıyoruz.

***

Yaron Matras ropörtajında gizli diller kavramını açıkladı ve gizli dillerin nasıl geliştiklerini değerlendirdi. Birbirleriyle dışa kapalı özel iletişim kuran gruplarda çeşitli şekillerde gizli diller geliştiriliyor. Matras gizli dillerin, özel iletişim kuran grubun yaşadığı toplumda konuşulan dilin kelimelerinin anlamlarının değiştirilmesi, bu kelimelere hece eklenerek veya sözkonusu kelimelerin bazı sesleri değiştirilerek yabancıların anlamayamacağı bir hale getirilmesi, yabancı dillerden alınan kelimelerin dile eklenmesi gibi tekniklerle geliştirildiklerini ifade etti. Sözkonusu gizli dilleri kullanan topluluklardan biri de hiç şüphesiz Çingene kavimleri.

Matras ropörtajında özellikle göçebe zanaatçılık döneminde gizli dillerin Çingene kavimleri için çok önemli bir işlevi olduğunu ifade ediyor. Atalarımız bilindiği gibi ürettikleri çeşitli zanaat ürünlerini satmak için çoban göçebe ya da yerleşik tarımcı toplulukların yaşadıkları bölgelere giderlerdi. Böyle zamanlarda komşu Gaco topluluğunun anlayamayacağı özel sohbetler yapılması gerektiğinde devreye gizli diller girerdi. Kimi zaman pazarlığın nereye kadar devam ettirilmesi kimi zamansa ortaya çıkan bir tehlikenin varlığında oradan uzaklaşılması gerektiği hep gizli diller kullanılarak aktarılırdı. Matras meselenin bu boyutunu vurgulayarak gizli dilin sosyal bir ihtiyaca karşılık geldiğini ifade ediyor.

Matras'a ropörtaj sırasında Romanes'in sözkonusu gizli diller arasındaki konumunu sorduk. Bize Romanes'in gizli dillerle kıyaslanamayacağını, bağımsız bir dil olduğunu ifade etti. Romanes sözkonusu olduğunda bir dilin çeşitli şekillerde değiştirilerek gizli dile dönüştürülmesi durumunun değil başka bir coğrafyadan göç etmiş bir topluluğun eski dilini konuşmaya devam etmesinin söz konusu olduğunu belirtti. Matras burada dilbilimsel bir karşılaştırma yapmaktadır. Yaptığı karşılaştırma sonucunda vardığı sonuçlara aynen katılıyoruz. Romanes, bugün bu dilin konuşulduğu Avrupa coğrafyasındaki herhangi bir dilden çeşitli tekniklerle geliştirilmiş bir gizli dil değildir.

Gizli dil dikkat edilirse son derece teknik bir kavram. Belli tekniklerle oluşturulmuş grup içi iletişimi sağlayan diller gizli dil olarak tanımlanmaktadır. Bizim açımızdan konunun daha iyi anlaşılabilmesi için Donald Kenrick tarafından kullanılan "Çingene Dilleri" kavramını kullanmanın daha doğru olacağını düşünüyoruz. Kenrick burada Çingene kavramını bizim de kullandığımız şekliyle en geniş anlamında bütün göçebe zanaatçı kavimleri kapsayacak biçimde kullanıyordu. Çingene dilleri ile de kast ettiği Abdoltili, Domca, Lomca, Geygel dili, Lugha vs gibi dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan göçebe zanaatçı toplumların dilleriydi.

Çingene dillerinin gelişim süreçlerinin dilbilim tarafından incelenmesi ayrı bir konudur. Ama bunların hepsinde ortak olan bir sosyal ihtiyacın karşılanmasıdır. Evet, Romanes pek çok Çingene dili ile kıyaslanamayacak ölçüde konuşulduğu bölgedeki diğer dillerden bağımsız bir yapı teşkil etmektedir. Bunun en önemli sebebi Romanesin bünyesinde barındırdığı Hint dillerinden kaynaklanan sözcük ve gramer özellikleridir. Buna karşılık Romanes de diğer Çingene dilleri gibi bir sosyal ihtiyacın karşılanması için kullanılmış mıdır? Kullanılmıştır. Sepetçi, kalaycı, elekçi ve demirci Roman Çingeneleri zanaat ürünleri satışı veya başka gerekçelerle Gacolarla karşı karşıya kaldıklarında özel iletişim için Romanesten istifade etmişlerdir. Hatta kimi Roman gruplarında günlük grup için iletişim çoğunluğun dili ile yapılmaktayken Romanes gizli iletişim amacıyla kullanılabilmektedir. Ancak gizli konuşma ihtiyacı ortaya çıktığında Romanes kullanılmaktadır. Bu çerçevede Romanes ile diğer Çingene dilleri arasına kalın bir ayrım çizgisi çizmenin doğru olmadığına inanıyoruz. Ortaya çıkma şekilleri dilbilim açısından farklı olsa da Çingene dillerinin sosyal işlevi büyük ölçüde birbirlerine benzemektedir.

***

Ropörtaj sırasında Matras'a sitemizin temel bir yaklaşımını ifade ettik. Bizler Çingeneyiz.org ailesi olarak sadece Romanları değil, tüm Çingene gruplarını ortak bir biçimde temsil etmenin gerekliliğine inanıyoruz. Bu noktada en temel gerekçemiz tüm grupların göçebe zanaatçı ataların çocukları olmaları ve günümüzde aynı nedenden kaynaklanan benzer sorunları yaşamalarıdır. Benzer dertleri yaşayan benzer toplulukların birlik olduklarında sorunlarını daha net bir biçimde dile getirebileceklerine, kendilerini daha iyi anlatabileceklerini inanıyoruz. İlk günde beri sitemizi; Romanların, Abdalların, Lomların, Elekçilerin, Domların, Mıtriplerin, Rudarilerin, Yenichelerin ve Paveelerin ortak sitesi olarak tanımlama sebebimiz budur.

Matras bizim yaklaşımımızın iki açıdan değerlendirilebileceğini söyledi. Kendi görüşü çerçevesinde Romanların ve diğer Çingene kavimlerinin kültürel bir ortaklığının bulunmadığını, bunların aynılaştırılamayacağını belirtti. Matras'ın bu noktadaki itirazı aslında Avrupa genelinde kendi bağımsız kültürel kimliklerini vurgulayan Paveelerin, Yenichelerin veya bizim ülkemizde karşılıklarıyla Abdalların, Poşaların ya da Lomların farklılıklarının yok sayılmasınaydı. Kimi zaman Türkiye'de dahi bu grupları Romanlarla tamamen aynı kabul eden eğilimleri gördüğümüz için Matras'ı anlamakta zorluk çekmedik. Diğer taraftan Matras söz konusu toplulukların birlikte olmak, kendilerini bir çatı altında ifade etmek istemeleri halinde bunu yapmalarının en doğal hakları olduğunu; kimsenin de bu durumda siz farklı kültürlerden geliyorsunuz gerekçesiyle onlara karşı çıkamayacağını ifade etti.

Ropörtajda da vurguladığımız üzere biz Çingeneyiz.org ailesi olarak hiçbir zaman Abdalların, Romanların, Poşaların, Lomların, Elekçilerin, Domların ve diğerlerinin birbirleriyle tamamen aynı olduklarını iddia etmedik. Aksine bizim açımızdan her ne şekilde gelişmiş olursa olsun, nasıl Romanes korunması gereken bir zenginliğimizse, diğer Çingene dilleri de; Lomca da, Domca da, Geygel dili de aynı şekilde korunması gereken bir zenginliktir. Her bir Çingene kavminin dili de, kültürü de, tarihi de hem dünya Çingenelerinin hem de insanlığın evrensel kültürün vazgeçilmez bir unsurudur. Hiçbir Çingene kavminin kendi özgünlüğünü inkar etmiyoruz!

Diğer taraftan Çingene kavimlerinin arasında farklılıklar kadar ortaklıklar da önemlidir. Her şeyden önce Çingene kavimleri göçebe zanaatçı ataların çocuklarıdır. Gaco kavimlerinin ataları göçebe çobanlık ve yerleşik tarımcılık ile uğraşırlarken bizim atalarımız çeşitli zanaat ve hizmetleri kabile mesleği olarak benimsemişlerdir. Çoğu zaman Çingene kavimlerinin grup kimlikleri bu mesleklerin etrafında oluşmuşlardı. Çeşitli sebeplerle geleneksel mesleklerini kaybeden Çingene kavimleri yeni meslekler bulmuş ve grup kimliklerini bu kez de bu yeni mesleğin etrafında örmüşlerdi. 1960'lara kadar sepetçilik yapan bir grup Roman Çingenesi mesleğin işlevsizleşmesiyle birlik İstanbul'un meşhur seyyar çiçekçilerine dönüşmüşlerdir. Günümüzde bu grubu tanımlayan en belirgin nokta halen meslekleridir. Hem Gacolar arasında hem de diğer Çingene kavimleri arasında meslekleri ile bilinmektedirler. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Binlerce yıl süren göçebe zanaatçı yaşam biçimi içerisinde farklı dilleri konuşan ve farklı kökenlerden gelen Çingene kavimleri arasında gözle görülür ortaklaşmalar meydana gelmiştir. Nitekim aynı mahallede yaşamaya başlayan farklı kökenlerden gelen Çingene kavimlerinin kısa zamanda kaynaşabildiğini gösteren sayısız örnek mevcuttur. Bu birleşebilme ve ortaklaşabilme potansiyeline atfen "Çingenelerin Kitabı" isimli çalışmamızda Çingeneleri evrensel millet olarak tanımlamıştık.

Yaron Matras ropörtajı pek çok açıdan öğretici oldu. Hem yeni bilgiler edindik hem de kendi pozisyonumuzu sınama imkanına sahip olduk. Aslında sohbemizin daha uzun tutulması yararlı olabilirdi. Zira konuşulacak çok konu var. Örneğin dilbilimsel açıdan Domca ile Romanes'in karşılaştırılması ya da Donald Kenrick sayesinde haberdar olduğumuz Orta Doğu'nun kayıp Çingene kavmi Banu Sassanların dili Lugha hakkında daha pek çok soru sorulabilirdi. Bu soruları şimdilik ertelemekle beraber Çingene dilleri ile ilgili araştırmalarımızın devam edeceğini belirtelim. Ayrıca Matras'ın çalışmalarından bundan sonra da sitemizin izleyicilerini haberdar edeceğiz.

***
Önümüzdeki hafta yayınlanacak gündem yazımızda Okely ropörtajını ve ropörtajın ötesinde başta -Göçebe Çingeneler- olmak üzere çeşitli çalışmalarında Okely tarafından ortaya atılan düşünceleri tartışacağız.
Hepinize şen bir hafta diliyorum. Neşeniz bol, keyfiniz gıcır olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder