Çingene
adı Balkanlar, Anadolu, Orta Asya ve Orta Doğu'nun önemli bir
bölümünde göçebe zanaatçı kavimlerin ortak adı olarak
kullanılmıştır. Bu geniş coğrafyada yaşayan çok sayıda kavim
Çingene Usulü Geçim Yolları ile geçindikleri için komşu
topluluklar tarafından Çingene olarak adlandırılmışlardır.
Çingene olarak adlandırılan kavimler arasındaki en önemli ortak
nokta sanayi öncesi dönemde çeşitli nedenlerle topraklarını,
hayvan sürülerini ve geniş orman arazilerini kaybeden atalarının
başka çare olmadığı için geçimlerini sepetçilik, elekçilik,
kalaycılık, demircilik, müzisyenlik vs gibi Çingene Usülü Geçim
Yolları ile karşılamış olmalarıdır. Bunun dışında Çingene
olarak adlandırılan kavimlerin arasında çok önemli farklılıklar
bulunmaktadır. Dilleri farklıdır. Tarihleri farklıdır, bugün
yaşadıkları topraklara farklı yerlerden gelmişlerdir. Çingene
olarak adlandırılan tüm kavimleri tek bir topluluk ya da akraba
toplumlar olarak görmek bu gerçekler göz önünde
bulundurulduğunda büyük bir hata olacaktır. Çingene tek bir
kavmin değil içinde sayısız kavmi barındıran evrensel kastın
adıdır.
Türkiye'de
Çingene olarak adlandırılan çok sayıda kavim yaşıyor. Bu
kavimlerin isimlerini kabaca şöyle sıralayabiliriz. Romanlar,
Abdallar, Lomlar, Domlar, Gevendeler, Geygeller, Darende Çerçileri
ve Kalaycıları, Larende Trompetçileri, Erkilet Çerçileri.
Romanların nüfusu esas olarak Trakya ve Ege bölgesinde
yoğunlaşmaktadır. Bunun dışında Karadeniz ve Akdeniz
kıyılarında da sınırlı da olsa bir Roman nüfusu yaşamaktadır.
Abdallar Orta Anadolu ve Doğu Anadolu'da önemli bir nüfusa
sahiplerdir. Hemen hemen tüm büyükşehirlerde zaman içerisinde
Abdal mahalleleri ortaya çıkmıştır. Lomlar ya da Poşalar esas
olarak Kuzey Doğu Anadolu'da önemli bir nüfusa sahip olan bir
toplumdur. Buna karşılık Marmara ve Doğu Anadolu'da da Poşa
yerleşimleri kurulmuştur. Domlar Güneydoğu Anadolu'da önemli bir
nüfusa sahiplerdir. Geygeller genellikle Tokat ve Denizli başta
olmak üzere çeşitli bölgelere dağılmış durumda
yaşamaktadırlar. Gevendeler Adıyaman, Darende Çerçileri Malatya,
Larende Trompetçileri Konya ve Erkilet Çerçileri Kayseri'de
komşuları tarafından Çingene olarak adlandırılan yerel göçebe
zanaatçı topluluklardır.
Türkiye'de
yaşayan Çingene kavimleri arasında kültürel özellikleri
belirgin bir biçimde komşularından farklılaşan en önemli
topluluk Romanlardır. Romanların bağımsız bir gramer sistemine
ve sözcük yapısına sahip kendilerine ait bir dilleri vardır.
Balkanların her yerinde konuşulan Romanes dili Roman kültürünün
en önemli unsuru olarak kabul edilebilir. Abdallar ve Lomların
dillerinde çeşitli dillerden alınmış sözcükler bulunmaktadır.
Buna karşılık bu grupların dillerinde bağımsız bir gramer bir
yapısı bulunmamaktadır ya da bir zamanlar mevcut olan bağımsız
gramer zaman içerisinde ortadan kalkmıştır. Günümüzde hem
Abdallar hem de Lomların önemli bir bölümü kendi dilleri olan
Teberce ve Lomavren'e ait sözcükleri Türkçe gramerle birlikte
kullanmaktadırlar. Türkiye'de konuşulan Dom dili tam anlamıyla
analiz edilemediğinden ne ölçüde bağımsız bir dil olarak var
olduğu aydınlığa kavuşturulamamıştır. Geygellerin dili
Teberce ve Romanes'ten alınmış çeşitli sözcüklerin Türkçe
gramerle konuşulmasına dayanmaktadır. Erkilet Çerçileri, Darende
Çerçileri gibi yerel toplulukların dilleri de çeşitli dillerden
derlenmiş sözcüklerin Türkçe gramerle konuşulmasına dayanan
yerel gizli diller niteliği taşımaktadırlar.
Dışarıdan
bakanlar öncelikle farklı Çingene kavimleri arasında ortaklaşan
yaşam biçimini ve yoksulluğu gördükleri için tüm bu farklı
kavimleri tek bir topluluk olarak algılamış ve Çingene olarak
adlandırmışlardır. Söz konusu kavimlerin aynı evrensel kastın
bir parçası olduğu anlaşılırsa bu adlandırmanın
kullanılmasının hiçbir sakıncası yoktur. Buna karşılık her
biri ayrı bir kavim, ayrı bir kültür olan Romanların,
Abdalların, Lomların, Domların tek bir kavim ya da yakın akraba
topluluklar olduklarını söylemek gerçeğe aykırı bir tutum
olacaktır. Bu kavimlerin ekonomik temelli ortak sorunları
bulunmaktadır. Tarih içerisinde her biri topraklarını, hayvan
sürülerini ve orman arazilerini yitirdikleri için her türlü
sermayeden yoksun kalmışlardır. Sanayi sonrası dönemde
geleneksel mesleklerin ortadan kalkmasıyla beraber ise büyük bir
yoksullukla karşı karşıya kalmışlar, Çingene evrensel kastına
mensup tüm kavimlerin ortak sorunları bu zeminin üzerinde
gelişmiştir.
Türkiye'de
Çingene olarak adlandırılan kavimlerin her biri son derece farklı
özellikler gösteren bölgelerde yaşamlarını sürdürmektedirler.
Domların ağırlıklı olarak yaşadığı Güneydoğu Anadolu'nun
durumu ile Romanların ağırlıkta olduğu Trakya ve kıyı Ege'nin
koşulları belirgin bir biçimde farklıdır. Aynı şey tüm diğer
Çingene kavimlerinin yaşadığı bölgeler için de geçerlidir.
Hal böyleyken Anadolu'da yaşayan farklı Çingene kavimlerinin
kültürel farklılıklarını ve yaşadıkları bölgelerdeki
koşulların değişkenliğini göz önünde bulundurmaksızın
Çingene olarak adlandırılan tüm kavimlerin sorunları için ortak
çözümler bulmaya çalışmak beyhude bir çaba oacaktır. Bu
noktada başarıya ulaşma şansı bulunan yaklaşım her bir Çingene
kavminin sorunlarını ve kültürel özelliklerini göz önünde
bulundurarak her bir kavim için o kavmin ihtiyaçlarına cevap veren
yaratıcı politikalar geliştirmek olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder