Sanayi
öncesi dönemde geçimlerini göçebe zanaatçılıkla karşılayan
tüm Çingene kavimlerinin kendilerine ait bir tarihi vardır. Balkan
coğrafyasının en kalabalık Çingene gruplarından olan Romanlar
da Hindistan'dan Avrupa'ya uzanan zorlu bir göç süreciyle başlayan
bir tarihe sahiptirler. Roman toplumuna mensup bireylerin,
toplumlarını hedefleyen önyargılar karşısında kişiliklerini
ve toplumlarını savunabilmeleri ve kendilerini birlikte yaşadıkları
toplumlara daha iyi anlatabilmeleri için bu tarihi bilmeleri büyük
önem taşımaktadır.
Roman
tarihi yazılı kaynaklardan öğrenilemez. Doğrudan doğruya Roman
tarihine kaynaklık edebilecek çok az sayıda yazılı belge
bulunmaktadır. Buna karşılık Roman tarihinin en büyük şahidi
Roman dili, Romanestir. 1700'lü yılların sonlarından itibaren
Romanes dilini inceleyen dilbilimciler bu dilin kimi özelliklerinden
Romanların tarihine ilişkin çeşitli sonuçlar çıkarmışlardır.
Romanes dilinin Avrupa'da konuşulan diller içerisinde yakın dönem
Hint dilleri ile doğrudan ilişkili tek dil olması Romanların
tarihinin Hindistan'da başladığını ortaya koymaktadır.
Hindistan'da başlayan Roman tarihi, Romanların bir Avrupa halkına
dönüşmesiyle devam edecektir.
***
Romanların
tarihinin ilk aşamasında henüz ne Romanes dili ne de Roman kimliği
ortaya çıkmış değildir. Kuzey Hindistan'da geçimlerini göçebe
zanaatçılıkla temin eden ve farklı dilleri konuşan çok sayıda
Çingene kavmi bulunmaktadır. Ne var ki bu kavimlerin hiçbiri Roman
değildir. Romanes dilini konuşmamaktadırlar.
Roman
tarihinin ikinci aşaması Hindistan'da yaşayan farklı Çingene
kavimlerinin yaklaşık 1000 yıl önce kesin olarak bilinmeyen bir
nedenle ülkeden ayrılmalarıyla başlar. Batıya doğru hareket
eden bu kavimlerin kimi üyeleri gittikleri ülkelerin Çingene
gruplarıyla kaynaşarak o ülkelere yerleşirler. Kimileri ise
Batı'ya doğru yolculuklarına devam ederler. Roman tarihinin ikinci
aşaması Romanların Bizans İmparatorluğu'na ulaşmaları ile
tamamlanır.
Roman
tarihinin üçüncü aşamasında Bizans İmparatorluğu'nun bugünkü
Türkiye ve Balkanlar sınırlarında kalan topraklarında yaşayan
Çingene kavimleri kaynaşarak tek bir kavim haline gelmeye
başlarlar. Hem Hindistan'dan gelen Çingene kavimleri hem de
yüzlerce yıldır Bizans İmparatorluğu sınırlarında yaşayan
yerli Çingene kavimleri kaynaşırlar. Bu sürecin sonucunda Romanes
dili ve Roman kimliği ortaya çıkar. Kendilerine Roman adını
veren ve Romanes dilini konuşan Çingeneler ilk olarak Bizans
İmparatorluğu'nun özellikle Balkan topraklarında yayılırlar.
Roman
tarihinin dördüncü aşaması son derece geniş bir döneme
yayılmakta ve günümüze kadar gelmektedir. Bu dönemde Balkanların
her köşesinde kalabalıklaşan ve Balkanların ayrılmaz bir
parçası haline gelen Romanlar bir yandan da daha küçük gruplar
halinde Avrupa'nın diğer bölgelerine göç ederler. 1800 ve
1900'lü yıllarda Amerika ve Asya da Romanların yaşadığı
bölgeler arasına girecektir.
***
1971
yılında Londra'da toplanan 1. Dünya Romanlar Kongresi, Roman
tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir. Bu kongrede
dünya Romanlarını temsil eden bir simge belirlenmiş ve tarihte
ilk kez Roman toplumunun uluslararası arenada temsil edilmesi
yönünde bir girişim başlatılmıştır. Kongrenin Çingene adının
tümden reddi gibi eleştirilmesi gereken kararları olmakla birlikte
Çingene Evrensel Milletinin bir parçası olarak Romanların kavim
kimliklerini geliştirmeleri noktasında son derece önemli bir yeri
olduğunun altı çizilmelidir. Kongrede kabul edilen simge son
derece büyük bir hızla Avrupa'nın her yerinde yaşayan Romanlar
arasında yaygınlaşmakta ve Romanların birlikte yaşadıkları
toplumlar tarafından da kabul görmektedir.
Roman
tarihi Roman kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Başta
Romanes dili olmak üzere Romanları Roman yapan ne varsa bu tarihin
bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Çingene Evrensel
Milleti'nin bir parçası olan Roman kavmi, bu tarihi doğru anladığı
ölçüde birlikte yaşadığı toplumlara kendisini daha doğru
anlatabilecek ve bu şekilde Romanlar için hayatı çekilmez kılan
korkunç önyargılar yerine karşılıklı anlayış ve hoşgörüye
bırakabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder